BÖLÜM 1: GİRİŞ - "DELİK KOVA" SENDROMU: MÜŞTERİYİ KAZANMAK AMA TUTAMAMAK
Modern iş dünyasının en ironik ve en maliyetli trajedisiyle başlayalım: "Delik Kova Sendromu".
İşletmeler, bütçelerinin astronomik bir kısmını pazarlama otomasyonlarına (Makale 2), dijital reklamlara ve yeni nesil satış stratejilerine (Makale 1) harcıyor. Amaçları kovayı, yani müşteri portföylerini, son damlasına kadar doldurmak. Satış ekibi bir anlaşmayı kapattığında, şirket zaferini ilan ediyor. Oysa bu, hikayenin sadece ilk yarısı.
Asıl savaş, müşteri "Hoş geldiniz" e-postasını aldıktan sonra başlar.
Bizim sahadaki gözlemimiz, şirketlerin büyük çoğunluğunun kovayı doldurmaya odaklanırken, kovanın altındaki deliklerden habersiz olduğudur. Bu delikler neler mi?
- Finans departmanına iletilmesi gereken ama satışçının e-posta kutusunda kaybolan kritik bir fatura sorusu.
- "Çok acil" diye açılan ama kimin sorumlu olduğu bilinmediği için "görüldü" atılan bir WhatsApp mesajı.
- Teknik ekibe asla ulaşmayan, müşterinin "Beni duyan yok mu?" diye isyan ettiği cevapsız destek talepleri.
- Ve en tehlikesi: "Yenileme tarihi ne zamandı?" diye kimsenin sormadığı, bir çalışanın kişisel bilgisayarında unutulmuş kayıp sözleşmeler.
Bu deliklerin her biri, zorlukla kazandığınız bir müşteriyi sessizce dışarı sızdırır. Buna "Müşteri Kaybı" (Customer Churn) diyoruz ve bu, kârlılığınızı içten içe kemiren bir zehirdir.
Rakamlar yalan söylemez. Konunun otoritesi olan Bain & Company tarafından yapılan ünlü araştırma, acı gerçeği yüzümüze vuruyor: Müşteri elde tutma oranını sadece %5 artırmak, kârlılığı %25 ila %95 arasında artırabilir. Bu, yeni bir müşteri kazanmaktan katbekat daha ucuz ve daha kârlı bir stratejidir.
Peki, müşteriler neden gider? Gartner'a göre, müşterilerin %80'i, yaşanan tek bir kötü destek deneyiminden sonra rakiplerinize geçmeye hazır. Artık mesele en iyi ürüne sahip olmak değil; en pürüzsüz, en hızlı ve en güvenilir deneyimi sunmaktır.
Bu makale, bir "iyi niyet" manifestosu değildir. Bu makale, Solviera'nın "satış sonrası" modülleriyle bu kritik delikleri nasıl tıkayacağınızın mimari planıdır.
Bu rehberde, "reaktif kaostan" (sorun çözme) "proaktif sadakate" (sorun önleme) ve "hukuki belirsizlikten" (kayıp sözleşmeler) "ticari güvenceye" (garantili gelir) nasıl geçeceğinizi üç temel adımda inceleyeceğiz:
- Kaosu Kontrol Etmek: Destek Talepleri (Ticket) Yönetimi.
- Yükü Azaltmak: Bilgi Bankası (Self-Servis) ile müşteriyi güçlendirmek.
- İlişkiyi Güvenceye Almak: Sözleşme Yönetimi ile ticari geleceği korumak.
Unutmayın, müşteriyle kurulan bu sağlam ilişki, Solviera'nın daha büyük "güven" ve "sürdürülebilirlik" katmanıdır. Satış, işlemi başlatır; sadakat ise imparatorluğu inşa eder.
Şimdi, o delikleri kalıcı olarak tıkamanın zamanı.
BÖLÜM 2: ADIM 1 - KAOSU KONTROL ETMEK (REAKTİF DESTEK): DESTEK TALEPLERİ MODÜLÜ
Satış sonrası sürecin ilk ve en kritik cephesi, "reaktif destektir". Yani, müşteri bir sorun yaşadığında ve size başvurduğunda ne olduğudur. Çoğu KOBİ için bu cephe, tam bir kaostur.
Problem: Müşteri, bir sorunla karşılaştığında elindeki ilk kanala sarılır. Bu, satış temsilcisinin kişisel WhatsApp hattı, info@ ile başlayan genel e-posta adresi, web sitesindeki "iletişim" formu veya sosyal medya mesajları olabilir.
Sonuç?
- Talepler, farklı kişilerin gelen kutularına dağılır.
- Satışçı Ahmet, "Bu teknik bir konu, yazılıma ilettim" der ama unutur.
- Müşteri, "Ben size dün yazmıştım!" öfkesiyle tekrar arar, ancak bu kez başka birine derdini tekrar anlatmak zorunda kalır.
- En kötüsü: Kimin sorumlu olduğu, sorunun ne aşamada olduğu veya ne zaman çözüleceği bilinmez.
Bu, kurumsal hafızanın sıfır olduğu, tamamen bireysel çabaya dayalı, sürdürülemez bir yapıdır. Müşteri sadakati burada kan kaybetmeye başlar.
Çözüm: Kaosu, organize bir sürece dönüştüren Destek Talepleri (Ticket) Yönetimi modülüdür. Bu modül, bir "şikayet kutusu" değil, bir "sorun çözme fabrikasıdır".
Kaosa Veda: Merkezi Gelen Kutusu (Omni-Channel)
Modern müşteri destek mimarisinin ilk adımı, "nereden gelirse gelsin" tüm talepleri merkezileştirmektir. Solviera'nın Omni-Channel (Bütünleşik Kanal) yaklaşımı tam olarak bunu yapar.
Müşteriniz size bir e-posta attığında (örn: destek@sirketim.com), web sitenizdeki formu doldurduğunda veya Solviera Conversations (Canlı Sohbet) modülü üzerinden yazdığında, sistem bu taleplerin tümünü otomatik olarak yakalar.
Her bir talep, benzersiz bir "Destek Talebi" (Ticket) numarası alır ve merkezi "Destek Masası" panosuna düşer.
Bu basit ama devrimsel adımla neyi çözüyoruz?
- Kayıp Talep Kalmaz: Artık "görmedim", "bana gelmedi", "o mail spam'e düşmüş" veya "WhatsApp grubunda arada kaynamış" bahaneleri tamamen biter. Her talep kayıt altındadır.
- Mükerrer İş Biter: Müşteri hem e-posta atıp hem aradığında, destek ekibi iki ayrı iş yapmaz. Temsilci, "Evet, talebinizi aldık, kayıt numaranız 5042, şu an teknik ekibimiz inceliyor" diyerek müşteriyi anında sakinleştirebilir.
Bu, kaostan düzene geçişin ilk ve en önemli adımıdır: Görünürlük.
Hızın Matematiği: SLA ve Otomatik Yönlendirme (Uzmanlık)
Merkezi bir havuz harikadır, ancak talepler o havuzda beklerse hiçbir işe yaramaz. Sadakati belirleyen şey "hız" ve "doğruluktur". İşte burada teknik bir kavram devreye giriyor: SLA (Service Level Agreement - Hizmet Seveli Anlaşması).
Bu modül sadece "kayıt" tutmaz; aynı zamanda "süre" tutar. Bu, profesyonel bir destek operasyonunun imzasıdır.
Bir İçerik Stratejisti olarak bizim gözlemimiz, müşterinin sabır seviyesinin, sorunun kritikliği ile ters orantılı olduğudur. Solviera CRM, bu matematiği anlar. Sistemi şu şekilde kurabilirsiniz:
- Senaryo 1: Kritik Talep
- Kategori: "Sistem Durdu / Üretim Hatası"
- SLA: "1 Saat İçinde İlk Yanıt" ve "4 Saat İçinde Çözüm"
- Senaryo 2: Düşük Öncelikli Talep
- Kategori: "Bilgi Talebi / Rapor İsteği"
- SLA: "8 Çalışma Saati İçinde Yanıt"
Peki, sistem bu sürelere uyulmasını nasıl garanti eder? Otomatik Yükseltme (Escalation) ile.
Solviera, 1 saatlik SLA'nın 45. dakikasında talep hala "Yeni" durumundaysa, sadece sorumlu ekibi değil, aynı zamanda o ekibin yöneticisini de uyarır. Bu uyarı, Solviera İç Chat üzerinden bir mesaj veya Görev Yönetimi panosuna düşen "ACİL" etiketli bir görev olabilir. Bu, "unutma" veya "ertelemeyi" imkansız hale getiren dijital bir disiplindir.
Doğru Sorumlu, Net Görev
Hız, doğru uzmanlıkla birleştiğinde anlam kazanır. Müşterinin "fatura hatası" talebinin, yazılım ekibinin öncelikli iş listesine düşmesi, hem yazılımcının vaktini çalar hem de müşterinin sorununu geciktirir.
Destek Talepleri modülü, "otomatik yönlendirme" kuralları ile bu sorunu kökten çözer:
- Talep konusu "Fatura" veya "Ödeme" içeriyorsa -> Otomatik olarak 'Finans' ekibine atanır.
- Talep konusu "Teknik Hata" veya "API" içeriyorsa -> Otomatik olarak 'Yazılım' ekibine atanır.
Bu atama sadece bir e-posta yönlendirmesi değildir. Bu, Solviera Görev Yönetimi (Task Management) modülü ile kusursuz bir entegrasyondur. Talep, ilgili ekibin "Yapılacaklar" panosuna bir görev kartı olarak düşer. Yöneticiler, hangi ekipte kaç talep olduğunu, kimin iş yükünün ağır olduğunu ve SLA sürelerinin nerede aşıldığını tek bir raporda görebilir.
360 Derece Görünüm: Sinerjinin Gücü
Ve işte tüm bu yapının "sadakat mimarisine" dönüştüğü an.
Oluşturulan her bir destek talebi, ilgili Müşteri Kartı'na (Makale 1'de detaylandırdığımız o merkezi kayıt) otomatik olarak işlenir.
Şimdi bir senaryo düşünün
Satış temsilciniz, müşterinizi "yeni ürün" satmak için aramak üzere. Aramadan önce müşterinin Solviera CRM'deki kartını açıyor ve anında şunları görüyor:
- Geçen Hafta: 3 adet "Kritik" öncelikli destek talebi açılmış.
- Durum: 2'si çözülmüş, 1'i hala "İncelemede".
- Konu: "Sipariş modülü yavaş çalışıyor."
Satışçı, bu bilgiyle donanmış olarak "Merhaba, yeni ürünümüzü gördünüz mü?" diye başlamaz.
Şöyle başlar: "Merhaba X Hanım, arıyorum çünkü geçen hafta sipariş modülündeki yavaşlama ile ilgili bazı talepler açtığınızı gördüm. Ekibimiz ilgileniyor ancak son durum nedir, sorun tamamen çözüldü mü? Sizi aramadan önce emin olmak istedim."
Bu, bir yazılım özelliğinden çok daha fazlasıdır. Bu, kurumsal empatidir. Müşterinin, departmanlar arasında kaybolan bir "numara" değil, bütünleşik olarak tanınan ve önemsenen bir "partner" olduğunu hissettiği andır. Bu, Solviera Dijital Omurgası'nın sinerjisidir: Destek verisi, satış stratejisini besler.
BÖLÜM 3: ADIM 2 - YÜKÜ AZALTMAK (PROAKTİF DESTEK): BİLGİ BANKASI (SELF-SERVİS)
Destek taleplerini (ticket) mükemmel yönetmek, kaosu kontrol altına alır. Ancak bu, "reaktif" bir duruştur. Yani, yangın çıktıktan sonra müdahale etmektir. Sadakat mimarisinin ikinci adımı "proaktiftir": Yangının hiç çıkmamasını sağlamak veya müşteriye kendi yangın söndürücüsünü vermektir.
Problem: Sahada gözlemlediğimiz bir verimsizlik tuzağı var. Destek ekipleri, zamanlarının yaklaşık %60'ını, sürekli aynı 10-15 basit soruyu yanıtlayarak geçirirler.
- "Şifremi nasıl sıfırlarım?"
- "Faturamı nereden indirebilirim?"
- "Adres bilgilerimi nasıl güncellerim?"
- "X özelliğini nasıl kullanırım?"
Bu soruları yanıtlamak, yüksek vasıflı teknik destek personeliniz için hem "pahalı" hem de "motive düşürücü" bir iştir. Müşteri tarafında ise, bu basit bilgi için bir destek talebi açmak, cevap beklemek (SLA süresi dolsun diye) ve süreci takip etmek zaman kaybıdır.
Çözüm: Destek ekibinizin yükünü azaltan ve müşterinizi güçlendiren Bilgi Bankası (Knowledge Base) modülüdür. Bu, müşterilerinizin ve hatta kendi çalışanlarınızın 7/24 erişebileceği, aranabilir bir dijital kütüphanedir.
Müşterinizi Güçlendirin: 7/24 Kendi Kendine Yardım (Self-Servis)
Bir Bilgi Bankası, basit bir "Sıkça Sorulan Sorular (SSS)" sayfasından çok daha fazlasıdır. Müşterilerinize "kontrol" ve "hız" hissi verir.
Artık müşteriniz, "şifre sıfırlama" gibi basit bir işlem için size e-posta atmak, mesai saatlerinin başlamasını beklemek ve bir temsilcinin kendisine dönmesini beklemek zorunda değil.
Gecenin 3'ünde bile şirketinizin "Yardım Merkezi" portalına girer, arama kutusuna "şifre" yazar ve karşısına çıkan "Nasıl Yapılır?" makalesini veya kısa eğitim videosunu izleyerek sorununu anında çözer.
Bu "kendi kendine yardım" (self-servis) kültürü, günümüz müşterisinin en çok değer verdiği şeylerden biridir: Anında çözüm ve bağımsızlık. Bu, destek ekibinizin meşguliyetini azaltırken müşteri deneyimini doğrudan iyileştirir.
Destek Ekibinin Gizli Silahı: Operasyonel Verimlilik
Bilgi Bankası'nın ikinci gücü, reaktif destek ekibiniz (Bölüm 2) için bir "cephanelik" olmasıdır.
Bir müşteri, "X özelliğini nasıl kullanacağını" soran bir destek talebi açtığında ne olur?
- Eski Yöntem: Destek temsilcisi, 5 paragraftan oluşan, her seferinde yeniden yazdığı (veya bir Word dosyasından kopyalayıp yapıştırdığı) bir açıklama metni hazırlar. Bu, hata yapmaya açık ve yavaş bir süreçtir.
- Solviera Yöntemi: Temsilci, destek talebi yanıtlama ekranındayken, "Hazır Cevap Şablonları" veya "Bilgi Bankası Entegrasyonu" butonuna tıklar. İlgili makaleyi ("X Özelliği Kullanım Kılavuzu") bulur ve "tek tıkla" makalenin linkini veya içeriğini cevaba ekler.
Bu entegrasyon, bir talebi yanıtlama süresini dakikalardan saniyelere indirir. Bu, operasyonel verimliliktir. Destek ekibiniz, zamanını "aynı soruları" cevaplayarak değil, "gerçek ve karmaşık" sorunları çözerek harcar.
İçgörü Madeni: Raporlama ve Strateji
Bir İçerik Stratejisti olarak, Bilgi Bankası modülünün en sevdiğim ve en az kullanılan özelliği burasıdır: Raporlama.
Bu modül, size paha biçilmez bir "içgörü madeni" sunar:
- En Çok Okunan Makaleler: Hangi konuların müşterileriniz için en önemli (veya en kafa karıştırıcı) olduğunu gösterir.
- En Çok Aranan Terimler: Müşterilerinizin neye ihtiyaç duyduğunu doğrudan onların dilinden öğrenirsiniz.
- Arama Yapılıp Sonuç Bulunamayan Terimler (The Goldmine): Bu, iş stratejinizin pusulasıdır.
Eğer Bilgi Bankası raporunuzda, müşterilerin son bir ayda 500 kez "API entegrasyonu" kelimesini aradığını ancak bu konuda hiçbir makale bulamadığını görüyorsanız, bu ne anlama gelir?
Bu, yönetim için net bir sinyaldir: "Müşterilerimiz sürekli API özelliğini arıyor. Ya bu özelliği acilen geliştirmeli ya da bu özelliğin nasıl kullanılacağına dair detaylı bir makale yazmalıyız."
Bu, müşterinin sesini (Voice of Customer) doğrudan duymaktır. Solviera ile Bilgi Bankası, sadece bir "destek" aracı değil, aynı zamanda bir "ürün geliştirme" ve "strateji" aracına dönüşür.
BÖLÜM 4: ADIM 3 - İLİŞKİYİ GÜVENCEYE ALMAK: SÖZLEŞME YÖNETİMİ
Kaosu kontrol altına aldık (Destek Talepleri). Yükü azalttık (Bilgi Bankası). Müşteri artık teknik olarak mutlu ve desteklenmiş hissediyor. Peki, ilişkimiz güvende mi?
İşte çoğu şirketin sadakat mimarisindeki en büyük ve en tehlikeli çatlak burada ortaya çıkar: Hukuki ve Finansal Kaos.
Problem: Satış yapıldı (Makale 1'e atıf). Siparişler alındı ve faturalandırılıyor. Peki ya tüm bu ticari ilişkiyi yöneten sözleşme?
Gelin, tipik bir KOBİ senaryosunu inceleyelim:
Sözleşme nerede? "Satışçı Ahmet'in laptopundaki 'Belgelerim' klasöründe, Sözleşme_SON_v5_Müşteri_Onaylı_FINAL.docx adıyla duruyor."
Bu senaryo, operasyonel ve hukuki bir mayın tarlasıdır:
- Veri Kaybı Riski: Ahmet'in laptopu çalınırsa veya sabit diski bozulursa ne olacak?
- Erişim Sorunu: Finans departmanının, sözleşmedeki özel bir maddeye (örn: "6 ay sonra %10 fiyat artışı uygulanır") bakması gerektiğinde, Ahmet'i bulup dosyayı e-posta atmasını beklemek zorundadır.
- İnsan Bağımlılığı: Ahmet işten ayrılırsa? Tüm o kritik ticari anlaşmalar, onunla birlikte uçar gider mi?
- En Büyük Bomba: Yenileme Tarihi: O sözleşme 1 yıllık ise ve yenileme tarihi (örn: 15 Kasım) atlanırsa ne olur?
İhtimal 1 (Müşteri Kaybı - Churn): Müşteriye hizmet vermeyi durdurursunuz. Müşteri, "Bana haber bile vermediniz!" diyerek rakibinize gider.
İhtimal 2 (Gelir Kaybı - Leakage): Hizmet vermeye devam edersiniz ama fatura kesmeyi unutursunuz (çünkü sözleşme bitti). Bedava hizmet verirsiniz.
Bu, sadece bir "unutkanlık" değil, doğrudan gelir kaybı ve hukuki bir belirsizliktir.
Çözüm: Ticari ilişkinizin hafızasını ve geleceğini güvence altına alan Sözleşme Yönetimi modülüdür. Bu modül, Solviera Dijital Omurgası'nın "güvenlik kasasıdır".
Word ve Kayıp Klasörlere Elveda: Merkezi Dijital Arşiv (Güvenilirlik)
Sözleşme Yönetimi modülünün ilk işlevi, "Merkezi Dijital Arşiv" olmaktır.
Tüm sözleşmeleriniz (Hizmet Alım, Bayi, Tedarikçi, NDA) ve bu sözleşmelerin tüm versiyonları (v1 taslak, v2 hukuk onayı, v3 müşteri onayı, v4 imzalı son hal) tek bir yerde, bulutta ve güvenle saklanır.
Bu arşivin gücü, Solviera Müşteri Kartı ile entegre çalışmasıdır.
X müşterisinin kartına girdiğinizde, sadece "destek taleplerini" veya "siparişlerini" değil, aynı zamanda o müşteriye ait "tüm sözleşmeleri" de görürsünüz.
Bu, E-E-A-T: Trustworthiness (Güvenilirlik) ilkesinin temelidir. Artık "Sözleşmenin aslı kimdeydi?" paniği yaşanmaz.
Dahası, bu arşiv "akıllıdır". Yetkilendirme yapabilirsiniz. Örneğin:
- Finans Ekibi: Tüm sözleşmelerin ticari maddelerini görebilir.
- Destek Ekibi: Sözleşmeleri göremez (gizlilik).
- Hukuk Departmanı: Tüm sözleşmeleri görebilir ve düzenleyebilir.
- Satış Ekibi: Sadece kendi müşterilerinin sözleşmelerini görebilir.
Hız ve Hukuki Tutarlılık: "Sürükle-Bırak" Sözleşme Şablonları
İlişkiyi güvenceye almanın ikinci adımı, o ilişkiyi başlatırken "hata yapmamaktır".
Satışçıların en sık yaptığı hata, "Word'de kopyala-yapıştır" yaparken eski müşterinin adını veya yanlış bir maddeyi yeni sözleşmede unutmaktır. Bu, basit bir dikkatsizlik gibi görünse de, ciddi hukuki sorunlara yol açabilir.
Sözleşme Yönetimi modülü, bu riski sıfırlar. Nasıl mı?
Solviera Teklif Yönetimi (Makale 1) ile kusursuz bir sinerji içinde çalışır. Süreç şöyledir:
- Şablon Hazırlığı: Hukuk departmanınız, onayladığı "Standart Hizmet Sözleşmesi", "Bayi Sözleşmesi" gibi şablonları sisteme bir kez yükler.
- Veri Otomasyonu: Satışçı, "Teklif" modülünde bir teklifi "Kazanıldı" olarak işaretlediğinde, "Sözleşme Oluştur" butonuna basar.
- Sihir: Solviera, Müşteri Kartı'ndan (Şirket adı, VKN, adres, yetkili) ve Teklif Modülü'nden (örn: "Aylık 5.000 TL", "12 Ay Taahhüt", "Kurulum bedeli") aldığı tüm ticari ve resmi bilgileri, hukuk onaylı şablondaki ilgili alanlara otomatik olarak doldurur.
Sonuç? Satışçı 5 dakika içinde, %100 hukuki tutarlılığa sahip, hatasız bir sözleşme taslağı oluşturur. Bu, hem inanılmaz bir hız hem de kurumsal bir güvencedir.
Proaktif Gelir Koruması: Otomatik Yenileme Tarihi Takibi (Uzmanlık)
Ve işte bu modülün "gizli kahramanı". Bu özellik, Sözleşme Yönetimi'ni pasif bir arşiv olmaktan çıkarıp, proaktif bir gelir koruma aracına dönüştürür.
Sisteme bir sözleşme yüklerken, sadece "başlangıç" tarihini değil, "bitiş" tarihini de girersiniz. Ve en önemlisi, bir "hatırlatma kuralı" belirlersiniz.
Senaryo:
- Müşteri: ABC Lojistik
- Sözleşme Bitiş Tarihi: 31 Aralık 2026
- Kural: Bitiş tarihinden 30 gün önce ve 15 gün önce sözleşme sahibini (Satışçı Ahmet) uyar.
Sistem ne yapar?
- 1 Aralık 2026: Solviera, Satışçı Ahmet'in Ajanda (Takvim) modülüne ve Görev Yönetimi panosuna otomatik bir görev düşürür: "DİKKAT: ABC Lojistik sözleşmesi 30 gün sonra bitiyor. Yenileme için hemen ara."
- 16 Aralık 2026: Eğer görev hala tamamlanmadıysa, sistem hem Ahmet'e hem de onun yöneticisine ikinci bir uyarı (escalation) gönderir.
Bu basit otomasyon, "unutulan" müşteriden kaynaklanan kaybı (churn) sıfırlar. Şirketinizin "garantili yinelenen gelirini (recurring revenue)" koruma altına alır. Bu, delik kovanın en altındaki en büyük deliği çelik bir plakayla kapatmaktır.
Bu, sadakati şansa bırakmak değil, onu sistematik olarak "yönetmektir".
BÖLÜM 5: SONUÇ - "MÜŞTERİ KAZANMAK" DEĞİL, "SADIK PARTNER YARATMAK"
Makalenin başında, "Delik Kova Sendromu"ndan bahsetmiştik. Gördüğünüz gibi, müşteriyi kaybetmek ani bir olay değil, satış sonrası süreçlerdeki küçük ama sürekli ihmallerin bir sonucudur.
Satış yapmak (Makale 1) maratonun ilk yarısıdır. Gerçek şampiyonluk, yarışı 'sadakatle' bitirmektir.
Bu mimari planda, o sadakatin nasıl inşa edildiğini üç temel katmanda gördük:
- Destek Talepleri (Ticket) Modülü ile "reaktif kaosu" kontrol altına aldık. Müşterinin sesinin "duyulduğunu" ve sorunlarının "görünür" olduğunu garanti ettik.
- Bilgi Bankası (Knowledge Base) ile "proaktif güven" inşa ettik. Müşteriyi 7/24 self-servis ile güçlendirirken, destek ekibimizin yükünü azalttık.
- Sözleşme Yönetimi Modülü ile "hukuki belirsizliği" ortadan kaldırdık ve ilişkiyi "ticari güvenceye" kavuşturduk. Gelir sızıntılarını ve "unutkanlığa bağlı" müşteri kayıplarını engelledik.
Solviera'nın bu üç modülü, tek başlarına güçlü, birlikte ise devrim yaratan bir "sadakat mimarisi" oluşturur. Bu, bir CRM yazılımının özellik listesinden ibaret değildir. Bu, "tek seferlik müşterileri", veri ve güvene dayalı "ömür boyu sadık partnerlere" dönüştürmenin formülüdür.
Satış akışınızı mükemmelleştirmek, büyük resmin sadece bir parçasıdır. Tüm bu sürecin 'Destek', 'Pazarlama' ve 'Finans' ile nasıl konuştuğunu öğrenmek için ana Solviera CRM Nedir ?' rehberimize göz atın.
Solviera Crm'in Pazarlama ve Kampanya Otomasyonları ile alaklı Rehberimizi BURDAN ulaşabilirsiniz.
Solviera CRM'in Fırsat yönetimi , Müşteri ve Sipariş yönetimi ve Teklif Yönetimi hakkındaki çözümleri ile ilgili makalemizi okumak isterseniz BURAYA tıklayabilirsiniz.
Ya da daha iyisi, bu kaosu bitirmek için ilk adımı bugün atın. Solviera'nın Account sayfasından hızlıca bir hesap oluşturun ve 15 Günlük ücretsiz deneme sürenizi başlatın . Account sayfasına ulaşmak için BURAYA tıklayın .
Solviera CRM İle Finans raporlarınızı ve gelir gider tablonuzu nasıl yorumlandığını öğrenmek için BURDAN ulaşabilirsiniz.
Solviera CRM'de Şirketin iç ilişkilerini nasıl yönetebileceğinize dair rehbere BURDAN ulaşabilirsiniz.