Drag Arrow LeftKAYDIR Drag Arrow Right
img Solviera Teknoloji Solviera Teknoloji

Solviera Teknoloji, işletmenizin potansiyelini dijital dünyada zirveye taşır. Dijital pazarlama, SMS altyapı yazılımları ve kurumsal kaynak yönetimi alanlarındaki uzman çözümlerimizle dijital dönüşümünüzde güvenilir ortağınız olmaya hazırız.

Fiyat Teklifinin Ötesi: ERP Projenizin Batmasını Önleyecek Kapsamlı TCO Rehberi

  • Blog Yazılarımız
  • Kurumsal Kaynak Yazılımları
Blog Image

Bir ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) projesine başlarken elinize aldığınız o parlak, detaylı ve ilk bakışta her şeyi içeriyor gibi görünen fiyat teklifi, aslında devasa bir buzdağının sadece suyun üzerindeki küçük, parlak ve aldatıcı kısmıdır. Bir e-ticaret yöneticisi olarak cironuzu artırmak, operasyonel verimliliği yakalamak ve müşteri sadakatini zirveye taşımak gibi hedeflerle çıktığınız bu yolda, en büyük tehlike tam da bu yanılsamadır. Asıl büyük, karmaşık ve projenizi daha başlamadan batırma potansiyeline sahip maliyetler, o su seviyesinin altında, gözlerden uzakta, sessizce bekleyen devasa kütledir.

Peki, bu görünmez tehlike karşısında bütçenizin bir Titanik gibi batmasını nasıl önleyebilirsiniz? İşte bu rehber, elinizdeki bir "sonar haritası" olmak üzere tasarlandı. Amacımız, o buzdağının suyun altındaki her bir çatlağını, her bir girinti ve çıkıntısını aydınlatarak, size ERP projenizin gerçek maliyetini tüm çıplaklığıyla göstermektir. Bu, pembe tabloların çizildiği bir satış sunumu değil; "Solviera Teknoloji" olarak, müşterimizin cebini kendi cebimiz gibi düşünen bir finansal danışman dürüstlüğüyle hazırladığımız, acı gerçekleri ve potansiyel tuzakları ortaya koyan bir hayatta kalma kılavuzudur.

Bu rehberi tamamladığınızda, bir ERP yatırımının sadece başlangıçtaki lisans ve danışmanlık ücretinden ibaret olmadığını, projenin tüm yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkacak tüm görünür ve gizli maliyetleri kalem kalem anlayacak ve nihai bütçenizi bir uzmanın öngörüsüyle hazırlayabileceksiniz.

Temel Kavram: Toplam Sahip Olma Maliyeti (TCO) Nedir?

Sektörde sıkça duyduğunuz ancak çoğu zaman tam olarak anlamlandırılmayan bu kritik kavramla başlayalım: Toplam Sahip Olma Maliyeti (Total Cost of Ownership - TCO). TCO, bir teknoloji yatırımının, özellikle de ERP gibi karmaşık bir sistemin, sadece satın alma anındaki fiyat etiketi değildir. TCO, çok daha geniş bir perspektif sunar: Bir yazılıma sahip olmanın, onu kullanmanın, bakımını yapmanın ve zamanla geliştirmenin belirlenen bir yaşam döngüsü (genellikle 5 veya 10 yıl) boyunca ortaya çıkaracağı tüm doğrudan ve dolaylı maliyetlerin toplamıdır.

Doğrudan maliyetler, faturalarda net bir şekilde gördüğünüz kalemlerdir: yazılım lisansları, sunucu donanımları, danışmanlık ücretleri. Dolaylı maliyetler ise genellikle gözden kaçan, bütçelerde yer verilmeyen ancak projenin başarısını ve maliyetini derinden etkileyen "gizli" giderlerdir: çalışanların eğitim ve test süreçlerinde harcadığı mesai, verimsizlik kayıpları, değişim yönetimi çabaları ve daha fazlası. Gartner gibi önde gelen araştırma firmaları, bir ERP sisteminin başlangıç maliyetinin, 5 yıllık toplam sahip olma maliyetinin yalnızca küçük bir kısmını oluşturabileceğini sıkça vurgulamaktadır. Başarılı bir finansal analiz, bu iki maliyet türünü de eksiksiz bir şekilde hesaba katmayı gerektirir.

ERP Buzdağını Parçalara Ayırmak: Kapsamlı Maliyet Dökümü

Şimdi sonar haritamızı çalıştıralım ve o devasa buzdağını katman katman inceleyerek projenizin gerçek maliyetini ortaya çıkaralım. Maliyetleri iki ana kategoride ele alacağız: başlangıçta cebinizden çıkacak olan "Görünen Kısım" ve projenizin uzun vadedeki kaderini belirleyecek olan "Suyun Altındaki Kısım".

Bölüm 1: Başlangıç Yatırımı (Buzdağının Görünen Kısmı)

Bunlar, genellikle ERP satıcınızın size sunduğu ilk teklifte göreceğiniz, projenin başlangıcında yapmanız gereken sermaye harcamalarıdır. Ancak burada bile detaylar, şeytanın gizlendiği yerdir.

1. Yazılım Lisansları: Sahiplik Modelleri ve Nakit Akışı Etkileri

ERP lisanslama, temel olarak iki ana model üzerine kuruludur ve her birinin bütçeniz ve nakit akışınız üzerinde tamamen farklı etkileri vardır.

  • Kalıcı Lisans (Perpetual - On-Premise): Bu geleneksel modeldir. Yazılımın kullanım hakkını bir kerelik yüklü bir ödeme yaparak satın alırsınız ve teorik olarak ömür boyu sahip olursunuz.
    • Avantajı: Uzun vadede (genellikle 5-7 yıldan sonra) abonelik modeline göre daha öngörülebilir ve potansiyel olarak daha düşük maliyetli olabilir. Varlıklarınız üzerinde tam kontrol sahibi olursunuz.
    • Dezavantajı: Çok yüksek bir başlangıç sermayesi (CapEx) gerektirir. Bu, özellikle büyüme sermayesini pazarlama veya stok gibi alanlarda kullanmak isteyen KOBİ'ler için ciddi bir engel olabilir. Nakit akışını aniden ve derinden etkiler. Ayrıca, bu model genellikle zorunlu bir yıllık bakım ücreti ile birlikte gelir.
  • Abonelik Lisansı (Subscription - Cloud/SaaS): Bu modern modelde, yazılımı satın almazsınız; onu kiralarsınız. Genellikle kullanıcı başına aylık veya yıllık (genelde indirimli olur) bir ücret ödersiniz.
    • Avantajı: Başlangıç yatırım maliyeti çok düşüktür. Yüklü bir sermaye çıkışı yerine, öngörülebilir operasyonel bir gidere (OpEx) dönüşür. Bu da nakit akışını yönetmeyi kolaylaştırır ve şirketlerin teknolojiye erişimini demokratikleştirir. Bakım, güvenlik ve temel güncellemeler genellikle abonelik ücretine dahildir.
    • Dezavantajı: Uzun vadede, toplam ödemeler kalıcı lisans maliyetini aşabilir. Aboneliğinizi durdurduğunuzda yazılıma erişiminizi kaybedersiniz.

Sektörel Senaryo: Ayakkabı sektöründe hızla büyüyen bir e-ticaret markasının yöneticisi olduğunuzu düşünün. Elinizdeki sermayeyi yeni bir koleksiyon üretmek ve agresif bir dijital pazarlama kampanyası yapmak için kullanmak varken, yüz binlerce liralık bir kalıcı lisans ücreti ödemek, büyüme motorunuzu daha yola çıkmadan stop ettirebilir. Bu senaryoda, bulut tabanlı bir abonelik modeli, operasyonel bir gider olarak bütçelenerek şirketin nakit akışını ve büyüme esnekliğini korumasını sağlar.

2. Implementasyon ve Danışmanlık: Projenin Motoru ve En Büyük Maliyet Kalemi

Bu, genellikle ERP projesinin en büyük tekil maliyet kalemidir ve çoğu zaman yazılım lisans ücretini bile aşar. Birçok yönetici, bu kalemi basit bir "kurulum ücreti" olarak görme hatasına düşer. Oysa implementasyon, yaşayan bir organizma olan şirketinizin DNA'sının yeni bir dijital bedene aktarılmasıdır. Panorama Consulting tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ERP projelerinin %55'i bütçeyi aşmaktadır ve bu aşımların en büyük nedeni implementasyon sürecinin karmaşıklığının hafife alınmasıdır.

Peki, bu yüksek danışmanlık faturası neleri kapsar?

  • Süreç Analizi ve Tasarım (Keşif): Danışmanlar, mevcut iş süreçlerinizi (satın alma, üretim, satış, muhasebe, lojistik vb.) derinlemesine analiz eder. Nerede verimsizlikler var, hangi süreçler standart ERP fonksiyonları ile karşılanabilir, hangileri için özel ayarlar gerekir? Bu faz, projenin anayasasıdır.
  • Sistem Yapılandırma ve Parametre Ayarları: Standart ERP yazılımı, sizin iş yapış şeklinize göre "şekillendirilir". Finansal hesap planınızın ayarlanması, envanter değerleme metodunuzun seçilmesi, satış siparişi akışlarınızın tanımlanması gibi binlerce parametre bu aşamada belirlenir.
  • Proje Yönetimi: Proje planının oluşturulması, kaynakların atanması, zaman çizelgesinin takibi, risklerin yönetilmesi ve tüm paydaşlar arasındaki iletişimin sağlanması gibi kritik görevleri üstlenen proje yöneticisinin maliyetidir.
  • Test Fazları Yönetimi: Birim testleri, entegrasyon testleri ve son olarak kullanıcı kabul testlerinin (UAT) planlanması ve yönetilmesi bu hizmetin bir parçasıdır.

3. Donanım ve Altyapı: ERP'nizin Yaşayacağı Ev

Özellikle On-Premise (Şirket İçi Kurulum) bir ERP modeli seçtiyseniz, bu maliyet kalemi oldukça önemli bir hale gelir. Yazılımı çalıştırmak için gereken fiziksel altyapıyı sizin kurmanız ve yönetmeniz gerekir.

  • Sunucular (Servers): ERP yazılımının veritabanını ve uygulama katmanını çalıştıracak güçlü sunucular satın almanız gerekir. Bu sunucuların yedekliliği (felaket kurtarma için) de ayrı bir maliyettir.
  • Veri Depolama (Storage): Yıllar içinde birikecek terabaytlarca veriyi saklamak için yüksek kapasiteli ve hızlı disk sistemleri gereklidir.
  • Ağ Ekipmanları (Networking): Kullanıcıların sisteme hızlı ve kesintisiz erişimi için switch, router, firewall gibi ağ cihazlarının güncellenmesi veya yenilenmesi gerekebilir.
  • Veri Merkezi (Data Center) Maliyetleri: Sunucuların barındırılacağı, özel iklimlendirme, yangın söndürme, fiziksel güvenlik ve kesintisiz güç kaynağı (UPS) sistemlerine sahip bir sunucu odası veya veri merkezi kurma/kiralama maliyetidir.

Bulut (Cloud) ERP modellerinde ise bu maliyetlerin neredeyse tamamı ortadan kalkar. Tüm bu altyapı, hizmet sağlayıcınız tarafından yönetilir ve maliyeti ödediğiniz abonelik ücretine dahildir. Bu, TCO analizinde bulut lehine en büyük avantajlardan birini oluşturur.

4. Veri Taşıma (Data Migration): Kirli Verinin Gizli Maliyeti

Bu, bütçelerde en sık unutulan ve en çok baş ağrıtan gizli maliyetlerden biridir. Eski sistemlerinizde (Excel tabloları, eski bir muhasebe yazılımı, özel geliştirilmiş programlar vb.) bulunan verilerin (müşteri listeleri, ürün katalogları, tedarikçi bilgileri, geçmiş siparişler) yeni ERP sistemine aktarılması işlemidir. Kulağa basit gelse de, bu süreç genellikle başlı başına bir projedir.

Neden bu kadar karmaşık ve maliyetlidir? Çünkü eski veriler genellikle "kirlidir".

  • Tekrarlayan Kayıtlar: Aynı müşterinin farklı isimlerle (ABC Ltd., ABC Limited, ABC Ltd. Şti.) kaydedilmesi.
  • Eksik Bilgiler: Adres alanları boş olan müşteriler, birim bilgisi olmayan ürünler.
  • Hatalı Veriler: Yanlış telefon numaraları, geçersiz e-posta adresleri.
  • Farklı Formatlar: Eski sistemdeki ürün kodlama mantığının yeni sisteme uymaması.

Bu "kirli" veriyi temizlemeden yeni ve pırıl pırıl ERP sisteminize aktarmak, lüks bir villaya çöp taşımak gibidir; sistemin raporlama yeteneklerini ve güvenilirliğini en başından sabote eder. Veri temizleme, doğrulama, format dönüştürme ve aktarma süreci; ek danışmanlık günleri, veri analistlerinin mesaisi ve hatta bu iş için özel yazılım araçları gerektirebilir. Bu, TCO hesaplamanızda mutlaka ayrı bir kalem olarak yer almalıdır.

5. Eğitim: En Değerli Varlığınızın Adaptasyonu

En iyi ERP sistemi bile, onu nasıl kullanacağını bilmeyen çalışanların elinde anlamsız bir yatırıma dönüşür. Eğitim maliyetleri, sadece danışmanın verdiği eğitimin faturasından ibaret değildir.

  • Eğitmen ve Materyal Ücretleri: Danışmanlık firmasının "kilit kullanıcı" ve "son kullanıcı" eğitimleri için talep ettiği ücrettir.
  • Çalışanların Harcadığı Zaman (Dolaylı Maliyet): Projenin en büyük dolaylı maliyetlerinden biridir. Muhasebe müdürünüzün, depo sorumlunuzun veya satış temsilcinizin, kendi asli işlerini bırakıp saatlerce, hatta günlerce eğitimde ve sistemi öğrenmeye çalışırken harcadığı zamanın bir maliyeti vardır. Bu süre zarfında yapılamayan işler, potansiyel bir kayıptır.
  • Eğitim Ortamı ve Lojistik: Eğitim için bir salon ayarlanması, seyahat veya konaklama masrafları gibi ek giderler de hesaba katılmalıdır.

Başlangıç yatırımlarını dikkatlice planlamak, projenin sağlam bir temel üzerine oturmasını sağlar. Ancak unutmayın, biz hala buzdağının sadece suyun üzerindeki kısmını, yani en öngörülebilir olan bölümünü inceliyoruz. Asıl fırtına, suyun altında kopmak üzeredir.

Bölüm 2: Süregelen ve Gizli Giderler (Buzdağının Suyun Altındaki Kısmı)

İşte burası, birçok ERP projesinin bütçesinin aşıldığı, yöneticilerin uykularının kaçtığı ve projelerin başarısızlıkla sonuçlandığı karanlık sulardır. Bu maliyetler, genellikle ilk teklifte yer almaz ve projenin yaşam döngüsü boyunca yavaş yavaş ortaya çıkarak bütçenizi bir zehirli sarmaşık gibi sarar.

6. Yıllık Bakım ve Destek: Zorunlu Aidat

On-Premise (Kalıcı Lisans) bir sistem satın aldıysanız, bu maliyetten kaçışınız yoktur. Yazılım sağlayıcıları, size sattıkları lisans için yıllık bir bakım ve destek ücreti talep ederler.

  • Maliyeti Nedir? Bu ücret, genellikle başlangıçta ödediğiniz toplam lisans bedelinin %18 ila %25'i arasında değişir. Yani 1.000.000 TL'lik bir lisans aldıysanız, her yıl 180.000 TL ile 250.000 TL arasında bir bakım ücretini bütçenize koymak zorundasınız. Bu, 5 yılda lisans bedelinin kendisi kadar ek bir maliyet demektir!
  • Neyi Kapsar? Bu ücret karşılığında yazılım hatalarının (bug) düzeltilmesi, küçük güncellemeler ve versiyon iyileştirmeleri alırsınız. Ayrıca genellikle teknik destek hattına erişim hakkı da bu pakete dahildir.
  • Ödemezseniz Ne Olur? Ödemediğiniz takdirde, sisteminizde çıkacak bir hatada destek alamazsınız ve en önemlisi, gelecekteki büyük sürüm yükseltmelerini yapma hakkınızı kaybedersiniz. Bu da sisteminizin zamanla teknolojik olarak ölmesi anlamına gelir.

Bulut (Cloud) ERP sistemlerinde ise bu maliyet, ödediğiniz aylık/yıllık abonelik ücretinin içindedir. Bu durum, bütçeleme açısından büyük bir öngörülebilirlik ve basitlik sağlar.

7. Personel Maliyetleri: İçerideki Ordu

ERP projesi, sadece danışmanların yürüttüğü bir süreç değildir. Şirketinizin içinden de bu projeye adanmış bir ekibin olması kritik öneme sahiptir.

  • Dahili Proje Ekibi: Proje süresince, her departmandan (finans, üretim, satış, insan kaynakları) anahtar kullanıcıların (key user) normal iş yüklerinin önemli bir kısmını projeye ayırması gerekir. Hatta büyük projelerde, tam zamanlı bir iç proje yöneticisi atamak zorunludur. Bu kişilerin maaşları, proje bütçesinin bir parçası olarak görülmelidir. Onların projeye harcadığı zaman, departmanlarında bir iş gücü boşluğu yaratır ve bu boşluğun belki de geçici personel ile doldurulması gerekebilir.
  • Canlı Sonrası IT Desteği: Sistem canlıya geçtikten sonra her şey bitmez. Kullanıcıların sorularını yanıtlayacak, basit sorunları çözecek, raporlar oluşturacak ve sistemi yönetecek bir ERP Uzmanı veya Sistem Yöneticisi istihdam etmeniz gerekebilir. Bu, yıllık maaş, sigorta ve diğer yan hakları ile birlikte TCO'nuza eklenmesi gereken önemli ve kalıcı bir maliyettir. Forrester'ın yaptığı bir analiz, şirket içi IT personel maliyetlerinin, uzun vadeli TCO'nun önemli bir bileşeni olduğunu ortaya koymaktadır.

8. Özelleştirme ve Entegrasyon: İhtiyaçlar Değişir

Hiçbir standart ERP yazılımı, sizin iş süreçlerinize %100 uymaz. Proje başlangıcında ne kadar iyi analiz yaparsanız yapın, canlıya geçtikten sonra yeni ihtiyaçlar mutlaka ortaya çıkacaktır.

  • Özelleştirme (Customization): "Keşke şu ekranda bir alan daha olsa", "Bu raporu farklı bir formatta alabilir miyiz?", "Bizim özel iskonto baremimiz için bir geliştirme gerekiyor" gibi talepler, ek danışmanlık ve yazılım geliştirme (kodlama) gerektirir. Bu geliştirmeler, saatlik veya günlük danışmanlık ücretleri üzerinden faturalandırılır ve bütçenizi hızla eritebilir.
  • Entegrasyon (Integration): ERP, şirketinizin dijital kalbidir ama tek organı değildir. ERP'nizi; e-ticaret platformunuza (siparişlerin otomatik akması için), CRM yazılımınıza (müşteri verilerinin senkronizasyonu için), kargo firmalarının sistemlerine (gönderi takibi için) veya tedarikçilerinizin sistemlerine (B2B siparişler için) bağlamak, projenin karmaşıklığını ve maliyetini katlayabilir. Her bir entegrasyon, ayrı bir proje, ayrı bir maliyet ve ayrı bir bakım yükü demektir. İşte bu noktada Solviera Teknoloji'nin sunduğu terzi işi çözümler, bu tür özel yazılım ihtiyaçları için işletmelere esneklik kazandırır. Standartların dışına çıkan entegrasyon ve özelleştirme taleplerini, modüler ve esnek bir mimari ile karşılayarak gelecekteki maliyetleri kontrol altına almanıza yardımcı oluruz.

9. Sürüm Yükseltme (Upgrade) Maliyetleri: Gizli Canavar

Bu, özellikle On-Premise ERP kullanıcıları için TCO'daki en büyük ve en sinsi gizli maliyettir. ERP teknolojisi sürekli gelişir. Yaklaşık 5 ila 7 yılda bir, yazılım sağlayıcınız artık eski versiyona destek vermeyeceğini ve yeni, büyük bir sürüme geçmeniz gerektiğini duyurur.

Bu "upgrade", basit bir güncelleme değildir. Çoğu zaman, neredeyse yeni bir implementasyon projesi kadar maliyetli ve karmaşıktır.

  • Neden Bu Kadar Maliyetli? Çünkü eski versiyon için yaptırdığınız tüm özelleştirmeler ve entegrasyonlar, yeni versiyonla uyumlu olmayabilir. Bu da tüm bu geliştirmelerin yeniden analiz edilmesi, yeniden yazılması ve yeniden test edilmesi gerektiği anlamına gelir.
  • Süreç: Yeni donanım gereksinimleri ortaya çıkabilir. Kapsamlı bir veri taşıma projesi gerekebilir. Tüm kullanıcıların yeniden eğitilmesi gerekebilir. Kısacası, ilk projede yaşadığınız tüm süreçleri yeniden, belki de daha karmaşık bir şekilde yaşarsınız. Birçok şirket, bu devasa maliyet ve efor yüzünden sürüm yükseltmeyi erteler ve zamanla teknolojik olarak geri dönülmez bir yola girer.

Bulut tabanlı ERP'lerde ise bu sorun yoktur. Sürüm yükseltmeleri, satıcı tarafından merkezi olarak ve genellikle abonelik ücreti kapsamında, siz fark etmeden küçük ve sürekli güncellemeler şeklinde yapılır. Bu, On-Premise sistemlere göre TCO açısından devrimsel bir üstünlüktür.

10. Test ve Kalite Güvencesi: Zamanın Dolaylı Maliyeti

Implementasyon sürecinde, özellikle Kullanıcı Kabul Testleri (UAT) aşamasında, departmanlarınızdaki kilit kullanıcıların sistemi uçtan uca test etmesi gerekir. Bir satış siparişinin girilmesinden, ürünün depodan düşülmesine, faturasının kesilip muhasebe kaydının atılmasına kadar tüm senaryoları denerler.

Bu süreçte harcanan zaman, genellikle bütçelerde hesaba katılmayan saf bir dolaylı maliyettir. Depo şefiniz, 2 hafta boyunca günde 4 saatini bu testlere ayırdığında, aslında 80 saatlik bir iş gücünü asli görevinden almış olursunuz. Bu zamanın şirketinize olan maliyetini (maaş/saat) hesaplayarak TCO analizinize dahil etmek, resmin bütününü görmenizi sağlar.

11. Değişim Yönetimi: İnsan Faktörünün Maliyeti

Teknoloji ne kadar iyi olursa olsun, başarıyı getiren insandır. Çalışanlar, alıştıkları eski düzeni (Excel, eski yazılım vb.) bırakıp yeni ve karmaşık bir sisteme geçmeye karşı doğal bir direnç gösterebilirler.

Bu direnci kırmazsanız, projeniz teknik olarak başarılı olsa bile pratikte başarısız olur. Kullanıcılar sistemi benimsemez, veri girişlerini eksik veya yanlış yapar, eski yöntemlere geri dönmeye çalışır.

Değişim Yönetimi, bu direnci yönetme sanatıdır ve bir maliyeti vardır:

  • İletişim Çalışmaları: Projenin neden yapıldığını, şirkete ve çalışanlara ne gibi faydalar getireceğini anlatan düzenli bilgilendirme toplantıları, e-postalar, bültenler.
  • Motivasyon ve Teşvik: Yeni sistemi en iyi öğrenen ve kullanan çalışanları ödüllendirmek gibi programlar.
  • Liderlik Desteği: Üst yönetimin projeye olan inancını her fırsatta sergilemesi.

Bu "yumuşak" maliyetleri göz ardı etmek, projenin kullanıcı adaptasyonunu ve dolayısıyla yatırım getirisini (ROI) doğrudan riske atmak demektir.

Solviera'dan Bir Bütçe Vaka Analizi: Kurtarma Operasyonu

Teorik bilgileri, sahada yaşadığımız gerçek bir tecrübe ile pekiştirelim. Bu, "deneyim" konuşan bir nottur.

Geçtiğimiz yıl, mobilya sektöründe faaliyet gösteren ve ERP projesinin bütçesi daha 6. ayda %200'ü aşmış bir KOBİ'den acil durum çağrısı aldık. Projeleri durma noktasına gelmişti ve finansal olarak sıkışmışlardı. Bize geldiklerinde sordukları ilk soru şuydu: "Nerede yanlış yaptık?"

Teşhis: Yaptığımız analiz son derece basitti. Firma, farklı ERP satıcılarından teklifler almış ve sadece yazılımın lisans ücretine odaklanarak en "ucuz" teklifi seçmişti. Bütçelerini bu tek kaleme göre oluşturmuşlardı. Buzdağının sadece görünen, parlak ucuna aldanmışlardı.

Gizli Giderlerin Vurduğu An:

  • Veri Taşıma Maliyeti: Proje başladığında, 15 yıllık ticari geçmişlerinin bulunduğu, farklı formatlardaki Excel dosyaları ve eski bir programdaki "kirli" veriyi temizlemenin ve yeni sisteme aktarmanın, en az 3 ay sürecek tam zamanlı bir ek proje olduğu ortaya çıktı. Bu, bütçelerinde hiç olmayan on binlerce liralık bir danışmanlık faturası demekti.
  • Personel Maliyeti: Mevcut IT personellerinin yeni ERP sisteminin karmaşık sunucu ve veritabanı yönetimi konusunda yetersiz kaldığını fark ettiler. Sistemi ayakta tutabilmek için dışarıdan acilen 6 aylığına bir sistem yöneticisi "kiralamak" zorunda kaldılar. Bu da bütçeyi delen beklenmedik bir maaş gideriydi.
  • Entegrasyon Maliyeti: E-ticaret siteleri ile ERP arasındaki stok ve sipariş entegrasyonunun, satıcının vaat ettiği gibi "iki günde biten basit bir iş" olmadığı, özel kodlama gerektiren ve beklenenden 5 kat daha karmaşık (ve pahalı) bir sürece dönüştüğü anlaşıldı.

Aldıkları Ders: Başlangıçtaki fiyat teklifi, buzdağının sadece en masum kısmıydı. Başarılı bir proje, suyun altındaki tüm gizli maliyetleri öngören, kapsamlı ve dürüst bir TCO analizi ile başlar. Onlarla birlikte projeyi yeniden yapılandırdık, öncelikleri belirledik ve bütçeyi gerçekçi bir zemine oturtarak projeyi kurtardık. Ancak bu süreçte kaybettikleri zaman, para ve motivasyon, en başta doğru bir TCO analizi yapsalardı asla yaşanmayacak kayıplardı.

Sonuç

En Ucuz Teklif, Nadiren En Ucuz Çözümdür.

Bu rehber boyunca yaptığımız yolculuk, bize tek ve net bir gerçeği gösterdi: Bir ERP yatırımının gerçek değerini ve maliyetini anlamak, parlak bir fiyat etiketini okumaktan çok daha fazlasını gerektirir. Toplam Sahip Olma Maliyeti (TCO) kavramını benimsemek, başarılı, öngörülebilir ve yatırım getirisini sağlayan bir teknoloji yatırımı ile; bütçeyi yutan, operasyonları felç eden ve hayal kırıklığı yaratan kaotik bir kabus arasındaki en temel farktır.

Akıllı bir e-ticaret yöneticisi, bir araba alırken sadece satış fiyatına değil, aynı zamanda yakıt tüketimine, yıllık vergisine, sigorta ve bakım masraflarına da bakan bilinçli bir tüketici gibi davranır. ERP seçimi de bundan farksızdır. Fiyat etiketinin ötesine bakarak, platformun ve en önemlisi size bu yolda eşlik edecek iş ortağının çok yıllık tam maliyetini, şeffaflığını ve yetkinliğini değerlendirerek gerçekten bilinçli ve sürdürülebilir bir karar vermelisiniz. Buzdağının tamamını görmek, sizi batmaktan kurtaracak tek şeydir.


ERP ve Kurumsal Planlama Uzmanlığınızı Derinleştirin

Bir ERP projesi, bir şirketin geleceğini şekillendiren en önemli adımlardan biridir. Bu yolculuğun her aşamasında doğru kararları vermek için hazırladığımız diğer detaylı rehberlerimize göz atın:

Sıkça Sorulan Sorular

En yaygın neden, proje kapsamının başlangıçta net olarak tanımlanmaması ve süreç içinde sürekli genişlemesidir ("scope creep"). Bunu, genellikle göz ardı edilen veri taşıma (migrasyon) ve entegrasyon maliyetlerinin karmaşıklığının hafife alınması takip eder. Birçok şirket, sadece lisans ve temel danışmanlık ücretine odaklanarak, projenin canlıya geçtikten sonra ortaya çıkacak özelleştirme, ek eğitim ve destek ihtiyaçlarını bütçelemeyi unutur.

Kısa ve orta vadede (1-5 yıl) evet, Toplam Sahip Olma Maliyeti (TCO) açısından Bulut ERP genellikle daha düşüktür. Bunun nedeni, yüksek başlangıç donanım, lisans ve sürüm yükseltme maliyetlerinin olmamasıdır. Ancak çok uzun vadede (örneğin 10+ yıl) ve çok sayıda kullanıcıya sahip büyük kurumsal yapılarda, kalıcı bir lisansın toplam maliyeti teorik olarak abonelik ödemelerinin toplamını geçebilir. Karar, şirketin nakit akışı, IT yetkinlikleri ve büyüme stratejisine göre verilmelidir.

Bu, şirketin büyüklüğüne, süreçlerinin karmaşıklığına ve projenin kapsamına göre büyük ölçüde değişir. Standart süreçlere sahip küçük bir KOBİ için 3-6 ay arasında bir süreden bahsetmek mümkünken, çoklu lokasyona, karmaşık üretim ve finans süreçlerine sahip orta ölçekli bir işletme için bu süre 9-18 aya kadar çıkabilir. Süreyi etkileyen en önemli faktörlerden biri, şirketin karar alma hızı ve projeye ayırdığı dahili kaynakların yetkinliğidir.

Evet, genellikle projenin en zorlu ve en az tahmin edilen aşamalarından biridir. Sorun sadece veriyi bir tablodan diğerine kopyalamak değildir. Sorun, yıllar içinde farklı sistemlerde ve standart dışı yöntemlerle (örn. Excel) birikmiş olan verinin tutarsız, eksik ve hatalı olmasıdır. Bu "kirli" veriyi temizlemeden, doğrulamadan ve yeni sistemin mantığına uygun şekilde dönüştürmeden yapılacak bir aktarım, yeni ERP'nizin raporlama ve analiz yeteneklerini en başından sabote eder. Bu süreç, ciddi bir veri analizi ve temizlik operasyonu gerektirir.

Bu, projenin başarısı için kritik bir sorudur. En azından, projeyi tam zamanlı olarak yönetecek bir proje yöneticisi ve her ana departmandan (finans, satış, depo, üretim vb.) kendi süreçlerine hakim olan ve zamanının önemli bir bölümünü (%30-50) projeye ayırabilecek birer "anahtar kullanıcı" (key user) belirlemeniz gerekir. Bu ekip, danışmanlık firması ile şirketiniz arasında köprü görevi görecek, süreçlerin doğru tasarlanmasını ve testlerin eksiksiz yapılmasını sağlayacaktır. Sadece dış danışmanlara dayalı bir proje, başarısızlığa mahkumdur.

İşletmenizi Bir Sonraki Seviyeye Taşımaya Hazır Mısınız?

Solviera'nın bütünsel teknoloji çözümleri hakkında daha fazla bilgi almak ve işletmenize özel bir analiz için proje danışmanlarımızla bugün iletişime geçin!

Hemen İletişime Geçin