Drag Arrow LeftKAYDIR Drag Arrow Right
img Solviera Teknoloji Solviera Teknoloji

Solviera Teknoloji, işletmenizin potansiyelini dijital dünyada zirveye taşır. Dijital pazarlama, SMS altyapı yazılımları ve kurumsal kaynak yönetimi alanlarındaki uzman çözümlerimizle dijital dönüşümünüzde güvenilir ortağınız olmaya hazırız.

Üçüncü Parti Script'ler ve Site Hızı: Performans Katillerini Yönetme Rehberi

  • Blog Yazılarımız
  • Web Tasarım & Geliştirme
Blog Image

Web siteniz, titizlikle planladığınız, her detayıyla ilgilendiğiniz ve misafirlerinizi en iyi şekilde ağırlamak istediğiniz bir ev partisi gibidir. Bu partinin ambiyansını, müziğini ve ikramlarını siz belirlersiniz. Dikkatle seçtiğiniz birkaç iyi huylu misafir, örneğin partinin ne kadar kalabalık olduğunu ve en çok hangi köşenin ilgi çektiğini size fısıldayan bir Google Analytics script'i, partiyi daha keyifli ve yönetilebilir hale getirebilir. Ancak kapınızı kontrolsüzce açarsanız ne olur? Partinize tanımadığınız, yüksek sesle bağıran, ortalığı dağıtan ve en işlek koridoru tıkayan onlarca davetsiz misafir (çok sayıda takip pikseli, reklam script'i, yavaş yüklenen chatbot'lar, sosyal medya eklentileri) doluşur. Çok geçmeden, özenle hazırladığınız eviniz (web siteniz) kaotik, yavaş ve tüm davetliler (kullanıcılar) için keyifsiz bir yere dönüşür. İşte bu, üçüncü parti script'lerin kontrolsüz kullanımının dijital dünyadaki tam karşılığıdır.

Modern bir web sitesi artık tek bir kod parçasından oluşmuyor; onlarca, hatta yüzlerce farklı kaynaktan beslenen karmaşık bir ekosistem. Bu "dijital misafirler" olmadan modern pazarlama, analiz ve kullanıcı etkileşimi neredeyse imkansız. Ancak bu durum, onları sorgusuz sualsiz kabul etmemiz gerektiği anlamına gelmez. Bu kapsamlı rehber, sizi bu "dijital misafirler" için nasıl akıllı bir ev sahibi olabileceğiniz konusunda eğitecek. Sitenizin kontrolünü yeniden elinize almanız, performans katillerini tespit edip evcilleştirmeniz ve nihayetinde hem arama motorlarını hem de en değerli varlığınız olan kullanıcılarınızı memnun etmeniz için gereken tüm stratejileri, A'dan Z'ye, en ince detaylarıyla ele alacağız. Üçüncü parti script'lerin neden olduğu yavaşlamayı ve kullanıcı deneyimindeki bozulmayı yönetmek, artık bir seçenek değil, dijital başarı için mutlak bir zorunluluktur.

Üçüncü Parti Script Nedir ve Olağan Şüpheliler Kimlerdir?

Teknik tanımı oldukça basittir: Üçüncü parti script, sizin kendi alan adınız (domain) üzerinde barındırmadığınız ve sitenize <script> etiketiyle eklediğiniz herhangi bir JavaScript dosyasıdır. Başka bir deyişle, sitenizin performansını, güvenliğini ve davranışını doğrudan etkileyen ancak kod kalitesi, sunucu hızı veya çalışma şekli üzerinde tam kontrole sahip olmadığınız tüm "misafir" kodlardır.

Büyüme odaklı bir e-ticaret yöneticisi olarak, bu script'lerin birçoğu size tanıdık gelecektir. Genellikle sağladıkları değerli işlevler nedeniyle sitenize eklenirler. Ancak her birinin potansiyel bir performans maliyeti vardır. İşte dijital partinizdeki en yaygın "olağan şüpheliler":

  • Analitik ve Etiket Yöneticileri: Bunlar en yaygın ve genellikle en "iyi huylu" misafirlerdir. Ancak onların bile bir maliyeti vardır.
    • Örnekler: Google Analytics, Google Tag Manager (GTM), Hotjar, Matomo.
    • Amaçları: Kullanıcı davranışını izlemek, dönüşümleri ölçmek ve diğer script'leri (etiketleri) yönetmek için bir konteyner görevi görmek.
  • Reklam ve Yeniden Pazarlama Script'leri: Performans üzerindeki etkileri genellikle en ağır olan gruptur. Dönüşüm takibi ve hedefli reklamcılık için kritik olsalar da, sıklıkla birden fazla ağ isteği yapar ve ana iş parçacığını ciddi şekilde meşgul ederler.
    • Örnekler: Meta (Facebook) Pixel, Google Ads Dönüşüm İzleme ve Yeniden Pazarlama Etiketleri, LinkedIn Insight Tag, Criteo.
    • Amaçları: Kullanıcıları sitenizdeki eylemlerine göre yeniden hedeflemek ve reklam kampanyalarının etkinliğini ölçmek.
  • Müşteri Desteği ve Chatbot'lar: Kullanıcı etkileşimini artırmak için harikadırlar, ancak genellikle sayfa yüklenir yüklenmez devreye giren ve oldukça büyük JavaScript dosyaları içeren ağır "misafirlerdir".
    • Örnekler: Intercom, HubSpot Chat, Zendesk Chat, Tawk.to.
    • Amaçları: Ziyaretçilere anlık destek sunmak ve potansiyel müşterilerle etkileşim kurmak.
  • Sosyal Medya Widget'ları: "Beğen", "Paylaş" butonları veya gömülü Instagram/Twitter akışları gibi masum görünen bu eklentiler, kendi stillerini, script'lerini ve hatta takip piksellerini sayfanıza yükleyerek ciddi bir ağırlık yaratabilirler.
    • Örnekler: Facebook Page Plugin, Twitter Gömülü Zaman Tüneli, AddThis/ShareThis paylaşım butonları.
    • Amaçları: Sosyal kanıt oluşturmak ve içeriğin kolayca paylaşılmasını sağlamak.
  • A/B Test ve Kişiselleştirme Araçları: Bu araçlar, sayfa içeriğini kullanıcı segmentlerine göre dinamik olarak değiştirmek için genellikle senkron olarak yüklenirler. Bu da, sayfanın görünmesini doğrudan engelleyebilecekleri anlamına gelir ve "sayfada titreşime" (flickering) neden olabilirler.
    • Örnekler: Google Optimize (artık kullanımdan kalktı ama benzerleri mevcut), VWO (Visual Website Optimizer), Optimizely.
    • Amaçları: Farklı tasarım veya içerik versiyonlarını test ederek dönüşüm oranlarını optimize etmek.
  • Video Oynatıcılar: Bir YouTube veya Vimeo videosunu sayfanıza gömmek, sadece videonun kendisini değil, tüm oynatıcı arayüzünü, ilgili video önerilerini ve analiz script'lerini de yükler. Bu, tek bir video için yüzlerce kilobaytlık, hatta megabaytlık ek yük anlamına gelebilir.
    • Örnekler: YouTube iFrame API, Vimeo Player.
    • Amaçları: Zengin medya içeriği sunmak.
  • Yorum Sistemleri: Blog yazılarınızın altına etkileşim katmak için harika bir yol olan bu sistemler, kendi kullanıcı profillerini, reklamlarını ve moderasyon araçlarını yükleyerek sayfanızı yavaşlatabilir.
    • Örnekler: Disqus, Commento.
    • Amaçları: Makaleler altında topluluk etkileşimi ve tartışma ortamı yaratmak.

Bu liste, buzdağının sadece görünen kısmı. HTTP Archive'in 2022 Web Almanac raporuna göre, mobil sayfalardaki toplam isteklerin yaklaşık %49'u üçüncü parti kaynaklardan gelmektedir. Bu, sitenizin yüklenme süresinin ve kullanıcı deneyiminin neredeyse yarısının, sizin kontrolünüz dışındaki sunuculara ve kodlara bağlı olduğu anlamına gelir.

Performansı Tam Olarak Nasıl Öldürüyorlar? Teknik Nedenler

Bir üçüncü parti script'in sitenizi yavaşlatması sadece "büyük bir dosya indirmesi" meselesi değildir. Hasar, çok daha derin ve teknik katmanlarda gerçekleşir. Bir sistem mimarı gözüyle baktığımızda, bu "performans katilleri" sitenizin en kritik kaynaklarına beş farklı yoldan saldırır:

1. Ağ Tıkanıklığı (Network Congestion)

Tarayıcınız bir web sayfasını yüklerken, her bir kaynak (resim, CSS, JavaScript dosyası) için bir ağ isteği yapar. Kendi sunucunuzdaki kaynaklar için bu süreç optimize edilebilir. Ancak her bir üçüncü parti script, tamamen yeni bir bağlantı süreci başlatır. Bu süreç şunları içerir:

  • DNS Sorgusu (DNS Lookup): Tarayıcı, analytics.google.com veya connect.facebook.net gibi bir alan adının IP adresini bulmak zorundadır. Bu, milisaniyeler süren ama her yeni domain için tekrarlanan bir gecikmedir.
  • TCP Bağlantısı (TCP Handshake): Tarayıcı ile üçüncü parti sunucu arasında bir bağlantı kurulur.
  • SSL Anlaşması (SSL Handshake): Güvenli bir HTTPS bağlantısı için şifreleme anahtarları değiştirilir. Bu, özellikle mobil ağlarda yüzlerce milisaniye sürebilen, işlemci ve zaman maliyeti yüksek bir adımdır.

Hikayeleştirme Senaryosu: E-ticaret sitenizin ürün detay sayfasını düşünün. Sadece bu sayfada Meta Pixel, Google Analytics, bir chatbot ve bir de ürün videosu için YouTube script'i olduğunu varsayalım. Bu, kendi sunucunuza ek olarak en az dört farklı sunucuya daha tam bir bağlantı süreci başlatmak demektir. Tarayıcının aynı anda açabileceği bağlantı sayısı sınırlıdır. Bu durum, kendi kritik CSS ve JavaScript dosyalarınızın indirilmesinin gecikmesine neden olan bir ağ trafiği yaratır. Google'ın web.dev platformunda yapılan araştırmalar, eklenen her bir üçüncü parti isteğin, sayfa yükleme süresini on ila yüzlerce milisaniye arasında artırabildiğini göstermektedir.

2. Render Engelleme (Render-Blocking)

Bu, en sinsi ve en yıkıcı performans sorunlarından biridir. Tarayıcı, bir HTML dosyasını okurken yukarıdan aşağıya doğru ilerler. <head> bölümünde async veya defer özelliği olmayan bir <script> etiketiyle karşılaştığında, tüm süreci durdurur. Sayfanın geri kalanını işlemeyi (parsing) ve ekrana bir şeyler çizmeyi (rendering) bırakır. Önce o script dosyasını indirmek, sonra da çalıştırmak zorundadır. Bu sürece Kritik Rendering Yolu (Critical Rendering Path - CRP) denir ve üçüncü parti script'ler bu yolun en büyük engelleyicileridir.

Kullanıcınız, bembeyaz bir ekrana bakarak saniyelerce beklerken, arka planda tarayıcı, belki de o an hiç gerekmeyen bir A/B test script'ini veya bir sosyal medya eklentisini indirmeye çalışıyordur. Bu durum, doğrudan kötü First Contentful Paint (FCP) ve Largest Contentful Paint (LCP) skorlarına yol açar.

3. Ana İş Parçacığı (Main Thread) İşgali

Bir web sayfasındaki her şey – HTML'in işlenmesi, CSS'in uygulanması, kullanıcı etkileşimlerinin (tıklama, kaydırma) yanıtlanması ve JavaScript'in çalıştırılması – tarayıcının "ana iş parçacığı" (main thread) adı verilen tek bir işlem sırasında gerçekleşir. Üçüncü parti bir script indirildikten sonra, çalıştırılması gerekir. Kötü yazılmış veya karmaşık bir script, bu ana iş parçacığını yüzlerce milisaniye boyunca meşgul edebilir.

Bu meşguliyet sırasında ne olur? Kullanıcı "Sepete Ekle" butonuna tıklar, ancak hiçbir şey olmaz. Sayfayı kaydırmaya çalışır, ancak sayfa takılır. İşte bu durum, Google'ın Core Web Vitals metriklerinden en yenisi olan Interaction to Next Paint (INP) skorunuzu doğrudan öldürür. INP, bir kullanıcı etkileşiminden sonra sayfanın ne kadar hızlı görsel bir yanıt verdiğini ölçer. Uzun süre ana iş parçacığını kilitleyen üçüncü parti script'ler, sitenizin "sıkışmış" ve "tepkisiz" hissettirmesinin bir numaralı nedenidir.

4. Kontrol Eksikliği (Lack of Control)

Bir üçüncü parti script eklediğinizde, sitenizin performansının bir kısmını başka bir şirketin insafına bırakmış olursunuz.

  • Onların Sunucusu Yavaşlarsa, Siz de Yavaşlarsınız: Reklam ağının sunucusu o an yoğun bir yük altındaysa veya coğrafi olarak kullanıcınıza uzaksa, script'in indirilmesi saniyeler sürebilir. Sizin yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur.
  • Kod Kalitesini Denetleyemezsiniz: Script'in içinde ne tür kodlar çalıştığını, ne kadar verimli olduğunu bilemezsiniz.
  • Önbellekleme (Caching) Politikaları Size Bağlı Değildir: Script sağlayıcısı, dosya için kısa bir önbellek süresi (cache TTL) ayarladıysa, kullanıcılarınız sitenizi her ziyaret ettiğinde o dosyayı tekrar tekrar indirmek zorunda kalır.

5. Tekil Hata Noktası (Single Point of Failure - SPOF)

Bu en kötü senaryodur. Ya üçüncü parti hizmeti sağlayan sunucu tamamen çökerse? Eğer o sunucudan senkron olarak bir script yüklemeye çalışıyorsanız, tarayıcı bir yanıt alana kadar (genellikle 30 saniyelik bir zaman aşımına kadar) bekler. Bu, üçüncü parti bir sosyal medya butonu yüzünden tüm sitenizin 30 saniye boyunca yüklenememesi anlamına gelebilir. Bu durum, siteniz için adeta bir nükleer felakettir ve kullanıcıların geri dönmemek üzere sitenizi terk etmesine neden olur.

Çözüm Oyun Kitabı: Üçüncü Parti Canavarları Evcilleştirme

Tehditleri anladığımıza göre, şimdi kontrolü geri alma zamanı. Bu, "tüm script'leri silin" demek değildir. Bu, stratejik, ölçülebilir ve acımasızca verimli olmak demektir. İşte bir e-ticaret yöneticisinin hemen uygulamaya başlayabileceği, adıma adım bir oyun kitabı.

Adım 1: Denetle ve Gerekçelendir (Envanter Çıkar)

Her şeyden önce, evinizdeki misafirlerin bir listesini yapmalısınız. Hangi script'lerin çalıştığını bilmeden onları yönetemezsiniz.

Nasıl Tespit Edilir?

  • Google PageSpeed Insights: Raporun "Teşhisler" bölümünde, "Üçüncü taraf kullanımını azaltın" başlığı altında sitenizdeki tüm üçüncü parti kodların listesini ve bunların ana iş parçacığını ne kadar süreyle engellediğini görebilirsiniz. Bu, başlamak için en kolay yerdir.
  • WebPageTest: Daha ileri düzey bir analiz için WebPageTest paha biçilmezdir. "Waterfall" (şelale) görünümü, sayfanızdaki her bir isteği, ne zaman başladığını, ne kadar sürdüğünü ve neyi engellediğini gösterir. "Domains" sekmesi ise hangi alan adlarından ne kadar kaynak yüklendiğini özetler.
  • Chrome Geliştirici Araçları (DevTools): Tarayıcınızda F12'ye basın, "Network" (Ağ) sekmesine gidin ve sayfayı yeniden yükleyin. Burada yüklenen her kaynağı görebilirsiniz. Üçüncü parti istekleri görmek için "3rd-party requests" kutusunu işaretleyebilirsiniz.

Gerekçelendirme Sorusu:

Envanterinizi çıkardıktan sonra, listedeki her bir script için kendinize şu acımasız soruyu sorun: "Bu script'in sağladığı iş değeri, getirdiği performans maliyetine ve potansiyel risklere gerçekten değiyor mu?"

Örnek Sorular: Bu chatbot ayda kaç müşteri adayına dönüştü? Bu sosyal medya paylaşım butonu ne kadar trafik getiriyor? İki yıl önce eklediğimiz ama artık kimsenin bakmadığı bu ısı haritası aracına gerçekten ihtiyacımız var mı?

Cevap "bilmiyorum" veya "çok az" ise, o script'i hemen kaldırmayı düşünün. Unutmayın, en hızlı script, hiç yüklenmeyen script'tir. Bu temizlik, genellikle en büyük ve en hızlı performans kazancını sağlar.

Adım 2: Asenkron ve Ertelenmiş Yükleme (Async ve Defer)

Render engellemeyi önlemenin en temel ve en etkili yolu, <script> etiketlerine async veya defer özelliklerini eklemektir.

  • Normal (Engelleme): <script src="..."></script>
    Tarayıcı HTML'i işlemeyi durdurur. Script'i indirir. Script'i çalıştırır. Sonra HTML'i işlemeye devam eder. En kötü seçenektir.
  • Asenkron (Async): <script async src="..."></script>
    Tarayıcı, HTML'i işlemeye devam ederken script'i arka planda indirir. İndirme bittiği an, HTML işlemeyi durdurur ve script'i çalıştırır. Render'ı yine de engelleyebilir, ancak indirme süresi boyunca engellemez. Birbirine bağımlı olmayan, reklam veya analitik gibi "mümkün olan en kısa sürede" çalışması gereken script'ler için idealdir.
  • Ertelenmiş (Defer): <script defer src="..."></script>
    Tarayıcı, HTML'i işlemeye devam ederken script'i arka planda indirir. Script'i çalıştırmak için tüm HTML belgesinin işlenmesinin bitmesini bekler. Render'ı asla engellemez. Script'lerin çalışma sırasını korur. Belge içeriğini manipüle eden (örn. bir <div>'e chatbot ekleyen) script'ler için en güvenli seçenektir.

Kural: Kritik olmayan tüm üçüncü parti script'ler mutlaka async veya defer ile yüklenmelidir. Bu, tek başına Core Web Vitals skorlarınızı iyileştirebilecek en önemli teknik değişikliklerden biridir. MDN Web Docs, bu özelliklerin nasıl çalıştığını detaylı bir şekilde açıklamaktadır.

Adım 3: Akıllı Yükleme (Lazy Loading ve Etkileşimle Yükleme)

Bazı script'lere sayfa yüklenirken hiç ihtiyaç yoktur. Onlara sadece kullanıcı belirli bir eylemde bulunduğunda ihtiyaç duyarız. İşte bu noktada "akıllı yükleme" stratejileri devreye girer. Bu, "tam zamanında" (just-in-time) kaynak yükleme felsefesidir.

Senaryo 1: Chatbot Optimizasyonu
Problem: Sayfa açılır açılmaz 400KB'lık bir chatbot script'i yükleniyor, ancak ziyaretçilerin sadece %5'i bu chat'i kullanıyor. Bu, kullanıcıların %95'inin, hiç kullanmayacakları bir özellik yüzünden yavaş bir site deneyimi yaşadığı anlamına gelir.

Akıllı Çözüm: Sayfa açıldığında, sadece hafif (örneğin <1KB) bir "Sohbeti Başlat" veya "Yardım?" butonu yükleyin. Bu buton, sadece bir HTML ve biraz CSS'den oluşur. Ağır chatbot script'ini ve kütüphanesini sadece ve sadece kullanıcı bu butona tıkladığında yükleyin. Bu basit değişiklikle, ilk sayfa yükleme süresinden yüzlerce kilobayt tasarruf edersiniz.

Senaryo 2: Gömülü Video Optimizasyonu (Facade Deseni)
Problem: Blog yazınızın ortasındaki bir YouTube videosu, sayfa yüklenirken 1MB'tan fazla veri (oynatıcı, JavaScript, CSS, takip script'leri) indiriyor.

Akıllı Çözüm: Ağır YouTube <iframe>'ini doğrudan yüklemek yerine, "facade" (cephe) adı verilen bir teknik kullanın. Bu, videonun bir önizleme resmini (thumbnail) ve üzerine yerleştirilmiş sahte bir "oynat" ikonunu göstermek anlamına gelir. Bu yapı son derece hafiftir. Kullanıcı bu resme/ikona tıkladığında, JavaScript bu hafif yapıyı kaldırır ve yerine gerçek YouTube <iframe>'ini yükler. Kullanıcıların çoğu videoyu oynatmadan sayfayı terk edeceği için bu, muazzam bir performans kazancıdır.

Bu "etkileşimle yükleme" prensibi, yorum bölümleri, sosyal medya eklentileri ve hatta bazı harita widget'ları için de uygulanabilir.

Adım 4: Google Tag Manager'ı Akıllıca Kullanma

Google Tag Manager (GTM), pazarlama ekipleri için bir nimettir, ancak dikkatli yönetilmezse kolayca bir "performans katili etiket çöplüğüne" dönüşebilir. Her "Custom HTML" etiketi, potansiyel bir yavaşlık kaynağıdır.

En İyi GTM Pratikleri:

  • Düzenli Temizlik: Tıpkı Adım 1'deki gibi, GTM konteynerinizi düzenli olarak denetleyin. Artık kullanılmayan, eski kampanyalara ait veya test amaçlı eklenmiş etiketleri acımasızca temizleyin.
  • Yerleşik Tetikleyicileri Kullanın: GTM, "Sayfa Görüntüleme", "Tıklama", "Form Gönderimi" gibi optimize edilmiş yerleşik tetikleyiciler sunar. Mümkün olduğunca bunları kullanın. Karmaşık DOM dinleyicileri yazan özel JavaScript değişkenlerinden kaçının.
  • Tetikleyicileri Hassaslaştırın: Bir etiketin tüm sayfalarda ateşlenmesi gerekmiyorsa, ateşlenmemelidir. Örneğin, bir "Sepete Ekle" etkinliği izleme etiketini, sadece ürün sayfalarında ve sadece butona tıklandığında ateşlenecek şekilde ayarlayın.
  • Custom HTML'den Kaçının: Kötü yazılmış bir kod parçasını "Custom HTML" olarak yapıştırmak, site genelinde performans sorunlarına yol açabilir. Mümkünse, GTM'in topluluk şablon galerisindeki doğrulanmış şablonları kullanın.

Adım 5: İleri Düzey Kontrol (Self-Hosting ve Sunucu Taraflı Etiketleme)

Performans konusunda en üst düzey kontrolü isteyenler için daha gelişmiş teknikler mevcuttur.

Bazı Script'leri Kendi Sunucunda Barındırma (Self-Hosting):
Nedir? Google Fonts veya analytics.js gibi bazı stabil ve nadiren değişen üçüncü parti script'leri, kendi sunucunuza indirip oradan sunmaktır.
Avantajları:

  • Yeni bir DNS/TCP/SSL bağlantı ihtiyacını ortadan kaldırır.
  • Dosya üzerinde tam önbellekleme kontrolü sağlar (örn. bir yıl boyunca önbelleğe alabilirsiniz).
  • Üçüncü parti sunucunun çökmesi riskini (SPOF) ortadan kaldırır.

Dezavantajları:

  • Bakım Yükü: Script güncellendiğinde, bunu manuel olarak takip edip kendi sunucunuzdaki dosyayı güncellemeniz gerekir. Aksi takdirde, güvenlik açıkları veya bozuk işlevlerle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu yüzden bu teknik, dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulanmalıdır.

Sunucu Taraflı Etiketleme (Server-Side Tagging):
Bu, oyunun kurallarını değiştiren bir yaklaşımdır. Geleneksel olarak, tüm pazarlama ve analitik etiketleri (Meta Pixel, Google Analytics vb.) kullanıcının tarayıcısında (istemci tarafı) çalışır. Bu, tarayıcıya muazzam bir yük bindirir.
Sunucu Taraflı GTM (Server-Side GTM) ile bu denklemi tersine çevirirsiniz. Kullanıcının tarayıcısı, onlarca farklı etikete veri göndermek yerine, sadece tek bir hedefe, yani sizin kontrolünüzdeki bir sunucu tarafı GTM konteynerine veri gönderir.
Bu sunucu daha sonra bu veriyi alır ve Meta, Google Ads, CRM'iniz gibi farklı hedeflere dağıtır.
Faydaları:

  • İstemci Tarafı Yükünü Azaltır: Kullanıcının tarayıcısı çok daha az JavaScript çalıştırır. Bu da daha hızlı sayfa yükleme, daha iyi INP ve daha uzun pil ömrü demektir.
  • Daha İyi Veri Kontrolü ve Güvenliği: Veri, üçüncü partilere gönderilmeden önce sunucunuzda filtrelenebilir ve zenginleştirilebilir.
  • Reklam Engelleyicilere Karşı Daha Dayanıklı: İstekler kendi alan adınızdan yapıldığı için, bazı reklam engelleyicileri atlatabilir.

Sunucu taraflı etiketleme gibi gelişmiş çözümlerin kurulumu ve yönetimi teknik uzmanlık gerektirir. İşte bu noktada Solviera Teknoloji'nin terzi işi çözümleri, işletmelerin bu karmaşık geçişi sorunsuzca yapmalarına ve performanstan ödün vermeden veri odaklı pazarlama stratejilerini sürdürmelerine olanak tanıyarak devreye girer.

Solviera'dan Bir Üçüncü Parti Temizlik Operasyonu

Teori önemlidir, ancak gerçek dünya sonuçları her zaman daha ikna edicidir. Yakın zamanda, hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir müşterimiz, potansiyel müşterilerin web formlarını doldurma oranlarının düşüklüğünden şikayetçiydi. İlk analizimizde, sitenin Google PageSpeed Insights skorunun mobil için 45'te takılıp kaldığını gözlemledik. Bu skor, kullanıcıların önemli bir kısmının sayfayı daha tam yüklenmeden terk ettiğinin bir işaretiydi.

Daha derinlemesine bir WebPageTest analizi yaptığımızda, tablonun nedenini net bir şekilde gördük: Sayfada toplamda 12 farklı pazarlama ve destek amaçlı üçüncü parti script çalışıyordu. Bunların birçoğu senkron olarak yükleniyor ve ana iş parçacığını saniyelerce kilitliyordu.

Stratejik temizlik operasyonumuz şu adımları içeriyordu:

  1. Gerekçesizleri Temizledik: Müşteri ile yaptığımız görüşme sonucunda, bu 12 script'ten 4'ünün artık aktif olarak kullanılmayan eski kampanyalara veya deneme amaçlı kurulmuş araçlara ait olduğunu belirledik. Bunları GTM üzerinden tamamen kaldırdık.
  2. Chatbot'u Erteledik: Sitenin en ağır script'lerinden biri olan canlı sohbet (chatbot) eklentisini, sadece sayfanın sağ alt köşesindeki "Yardım?" ikonuna tıklandığında yüklenecek şekilde "etkileşimle yükleme" (lazy load) modeline geçirdik.
  3. Sosyal Medya Widget'larını Basitleştirdik: Gömülü sosyal medya akışları ve karmaşık paylaşım butonları yerine, sunucu tarafında oluşturulan, hiçbir JavaScript gerektirmeyen basit paylaşım linkleri kullandık. Bu linkler, hem aynı işlevi görüyor hem de sıfır performans maliyetine sahipti.

Sonuçlar: Bu üç adımlık temizlik operasyonundan sadece bir hafta sonra, ölçülebilir sonuçlar şaşırtıcıydı:

  • Sitenin mobil PageSpeed Insights skoru 45'ten 75'e yükseldi.
  • Largest Contentful Paint (LCP) değeri 4.8 saniyeden 2.6 saniyeye düştü.
  • En büyük kazanç ise iş hedeflerinde oldu: İletişim formunun bulunduğu sayfanın hemen çıkma oranı (bounce rate) %22 azaldı ve form doldurma dönüşüm oranı %15 arttı. Kullanıcılar artık yavaş yüklenen bir sohbet balonu veya gereksiz script'ler yüzünden sayfayı terk etmiyordu. Bu vaka, performans optimizasyonunun doğrudan ticari sonuçlara nasıl dönüştüğünün canlı bir kanıtıdır.

Sonuç: Her Script, Aksi Kanıtlanana Kadar Bir Performans Borcudur

Üçüncü parti script'ler, modern web'in hem bir nimeti hem de bir lanetidir. Onlarsız bir dünya hayal etmek zor, ancak onları kontrolsüzce benimsemek, dijital intiharla eşdeğerdir. Bu rehberde gördüğümüz gibi, her bir etiket, her bir widget ve her bir takip pikseli, sitenize eklediğiniz bir "performans borcudur". Bu borcu ödeyip ödeyemeyeceğiniz, sağladığı değerin maliyetinden daha yüksek olup olmadığına bağlıdır.

Anahtar, zihniyet değişikliğindedir. "Her ihtimale karşı bunu da ekleyelim" reaktif zihniyetinden çıkıp, "denetle, gerekçelendir ve akıllıca yükle" proaktif disiplinine geçmek zorundayız. Evinizdeki partinin kontrolünü elden bırakmayın. Misafirlerinizi akıllıca seçin, onlara ne zaman ve nasıl davranacaklarını söyleyin ve partinin herkes için keyifli kalmasını sağlayın. Sitenizin performansı, kullanıcı sadakati ve nihayetinde ticari başarınız, bu dijital ev sahipliği becerinize doğrudan bağlıdır.

Web Performansı Uzmanlığınızı Derinleştirin

Bu rehber, web performansı bulmacasının önemli bir parçasını ele alıyor. Şimdi, bir web sitesini ışık hızına çıkaran diğer tüm kritik alanlara odaklanarak bilginizi tamamlayın:

  • Kritik Rendering Yolu (CRP) Optimizasyonu: Tarayıcının sayfanızı nasıl oluşturduğunu anlayın ve FCP ile LCP skorlarınızı iyileştirerek ilk açılışı hızlandırın.
  • İleri Düzey Resim Optimizasyonu: Sitenizin en ağır parçaları olan resimleri WebP, AVIF gibi modern formatlar ve "lazy loading" ile optimize edin.
  • Web Font Optimizasyonu: Marka kimliğinizin bir parçası olan fontların, CLS, FOUT ve FOIT gibi sorunlara yol açmasını engelleyin.
  • Üçüncü Parti Script'ler ve Site Hızı: Performans katili olan dış kaynaklı kodları nasıl teşhis edeceğinizi ve yöneteceğinizi öğrenin.
  • JavaScript Optimizasyonu Rehberi: INP ve TBT skorlarınızı doğrudan etkileyen verimsiz JavaScript kodlarını nasıl avlayacağınızı ve düzelteceğinizi öğrenin.
  • Algılanan Performans: Sitenizi teknik olarak yavaşken bile kullanıcılarınıza nasıl "ışık hızında" hissettireceğinizin psikolojik sırlarını keşfedin.
  • INP (Interaction to Next Paint) Rehberi: Sitenizin etkileşim hızını ölçen bu yeni ve kritik Core Web Vitals metriğinde nasıl ustalaşacağınızı öğrenin.
  • Ana WPO Rehberi: Performans optimizasyonunun tüm yönlerini bir arada görmek ve büyük resmi anlamak için ana kılavuzumuza geri dönün.

Sıkça Sorulan Sorular

Hayır, kesinlikle değil. Amaç, script'leri tamamen ortadan kaldırmak değil, onları bilinçli bir şekilde yönetmektir. Google Analytics, Meta Pixel gibi araçlar dijital pazarlama için hayatidir. Anahtar, her bir script'in getirisini (ROI) ve performans maliyetini tartmaktır. Kullanılmayan, gereksiz veya değeri maliyetinden düşük olanları kaldırmak, kritik olanları ise async, defer veya "lazy loading" gibi tekniklerle akıllıca yüklemek en doğru yaklaşımdır.

İkisi de script'in render'ı engellemesini önlemeye yardımcı olur. Temel fark, script'in ne zaman çalıştığıdır. async script'ler indirildikleri an, HTML işlemi duraklatılarak çalıştırılır. Bu yüzden hangi script'in önce çalışacağı garanti değildir. Birbirinden bağımsız çalışan script'ler (örn. analitik) için uygundur. defer script'ler ise tüm HTML belgesi işlendikten sonra, <script> etiketlerinin belgedeki sırasına göre çalıştırılır. Belge içeriğine bağımlı olan (DOM manipülasyonu yapan) script'ler için daha güvenli ve genellikle daha iyi bir seçimdir.

GTM'in kendisi (gtm.js dosyası) oldukça optimize edilmiştir ve genellikle tek başına büyük bir sorun teşkil etmez. Ancak GTM, bir "silah" gibidir; nasıl kullanıldığına bağlı olarak ya çok faydalı ya da çok tehlikeli olabilir. Eğer GTM konteyneriniz, onlarca kontrolsüz, kötü yazılmış ve gereksiz etiketle dolu bir "çöplüğe" dönüşürse, evet, sitenizi felaket derecede yavaşlatabilir. Akıllıca yönetilen bir GTM ise performansı olumsuz etkilemeden etiket yönetimini merkezileştirir.

Google PageSpeed Insights raporundaki "Teşhisler" altında yer alan "Ana iş parçacığı çalışma süresini azaltın" ve "JavaScript yürütme süresini azaltın" bölümlerine bakın. Burada, hangi script'in tarayıcının ana işlemcisini ne kadar süre (milisaniye cinsinden) meşgul ettiğini görebilirsiniz. Eğer bir script düzenli olarak yüzlerce milisaniye boyunca ana iş parçacığını kilitliyorsa, bu yüksek maliyetli bir script'tir ve optimize edilmesi gerekir.

Başlangıçta kurulumu, istemci tarafı etiketlemeye göre daha fazla teknik bilgi gerektirir. Ancak faydaları (gelişmiş performans, daha iyi veri kontrolü, reklam engelleyicilere karşı artan dayanıklılık) düşünüldüğünde, giderek daha fazla işletme için mantıklı bir yatırım haline gelmektedir. Özellikle çok sayıda pazarlama/analitik etiket kullanan veya veri gizliliğine ve performansına öncelik veren siteler için, ölçeği ne olursa olsun ciddi olarak düşünülmesi gereken bir stratejidir. Google Cloud gibi platformlar, bu süreci basitleştiren çözümler sunmaktadır.

İşletmenizi Bir Sonraki Seviyeye Taşımaya Hazır Mısınız?

Solviera'nın bütünsel teknoloji çözümleri hakkında daha fazla bilgi almak ve işletmenize özel bir analiz için proje danışmanlarımızla bugün iletişime geçin!

Hemen İletişime Geçin