Drag Arrow LeftKAYDIR Drag Arrow Right
img Solviera Teknoloji Solviera Teknoloji

Solviera Teknoloji, işletmenizin potansiyelini dijital dünyada zirveye taşır. Dijital pazarlama, SMS altyapı yazılımları ve kurumsal kaynak yönetimi alanlarındaki uzman çözümlerimizle dijital dönüşümünüzde güvenilir ortağınız olmaya hazırız.

SSR vs CSR vs SSG: SEO & Performans Karşılaştırması 2025

  • Blog Yazılarımız
  • Web Tasarım & Geliştirme
Blog Image

Bir web sitesi, kullanıcının ekranında görünmeden önce nerede ve ne zaman bir araya getirilir? Modern web geliştirmenin temelinde yatan bu basit soru, aslında dijital varlığınızın kaderini belirleyen en kritik kararlardan biridir. Vereceğiniz cevap, sitenizin açılış hızını, Google'daki sıralamasını, altyapı maliyetlerinizi, güvenlik seviyenizi ve nihayetinde kullanıcılarınızın markanızla yaşadığı deneyimin tamamını kökten şekillendirir. Yanlış bir seçim, dünyanın en iyi ürününü bile yavaş ve arama motorları tarafından görünmez kılabilirken, doğru strateji sizi rakiplerinizin fersah fersah önüne taşıyabilir.

Büyüme odaklı bir e-ticaret yöneticisi veya stratejik bir karar verici olarak, bu teknik kararın iş sonuçlarına olan devasa etkisini anlamak zorundasınız. Neyse ki, bu karmaşık görünen konuyu anlamak için bir yazılım mühendisi olmanıza gerek yok. Gelin bu üç temel web oluşturma (rendering) yöntemini, herkesin anlayabileceği popüler bir mobilya analojisiyle tanıyalım:

  • Client-Side Rendering (CSR): Parçaları Size Gelen Mobilya. Bu senaryoda, size bir kutu içinde parçalara ayrılmış bir dolap ve bir montaj kılavuzu (JavaScript kodu) teslim edilir. Tüm vidaları sıkma, parçaları birleştirme ve dolabı ayağa kaldırma işi tamamen size aittir. Yani, kullanıcının tarayıcısı (Chrome, Safari vb.) boş bir sayfa alır ve tüm siteyi kendi bilgisayarının işlem gücünü kullanarak sıfırdan inşa etmek zorunda kalır.
  • Server-Side Rendering (SSR): Fabrikadan Montajlı Gelen Mobilya. Burada ise mobilya fabrikası (sunucu) tüm işi sizin için yapar. Parçaları birleştirir, son kontrolleri yapar ve size tamamen monte edilmiş, kullanıma hazır bir dolap gönderir. Kullanıcının tarayıcısı, doğrudan görüntüleyebileceği bitmiş bir HTML sayfası alır. Hiçbir montaj işlemi gerekmez.
  • Static Site Generation (SSG): Depoda Hazır Bekleyen Mobilya. Bu en verimli senaryodur. Mobilya (web sitesi), siz daha sipariş vermeden çok önce fabrikada monte edilir ve size en yakın lojistik deposunda hazır bekletilir. Siz "istiyorum" dediğiniz an, depodan anında yola çıkar ve size ışık hızında teslim edilir. Sayfa, bir kullanıcı talebi gelmeden önce, geliştirme aşamasında (build time) bir kereye mahsus oluşturulur ve küresel bir ağda (CDN) kopyalanarak bekletilir.

Bu üç temel yaklaşım, web sitenizin nasıl "doğduğunu" ve kullanıcıya nasıl ulaştığını tanımlar. Şimdi, bu analojinin ötesine geçerek her bir yöntemin performans, SEO, maliyet ve güvenlik açısından ne anlama geldiğini derinlemesine inceleyecek ve hangi senaryoda hangi mobilyayı seçmeniz gerektiğine dair net bir yol haritası çizeceğiz.

Büyük Karşılaştırma: Performans, SEO ve Maliyet Analizi

Doğru render yöntemini seçmek, farklı öncelikler arasında bir denge kurma sanatıdır. Bir yöntemin parladığı yerde diğeri zayıf kalabilir. Bu bölümde, CSR, SSR ve SSG'yi bir e-ticaret yöneticisinin en çok önem verdiği kritik metrikler üzerinden, adeta bir laboratuvar titizliğiyle karşılaştıracağız.

1. Performans Metrikleri: Hızın Anatomisi

Hız, sadece bir lüks değil, e-ticarette cironun doğrudan kendisidir. Geciken her bir saniye, terk edilen sepetler, düşen dönüşüm oranları ve hayal kırıklığına uğramış müşteriler demektir.

Hikayeleştirme: Sabırsız Müşterinin Dramı

Sektörel Senaryo: Ayakkabı tutkunu bir müşteri olan Zeynep, Instagram'da gördüğü bir reklamla bir e-ticaret sitesine tıklar. Ancak tıkladıktan sonra saniyelerce bembeyaz bir ekrana bakar. Sayfanın yüklenmesini beklerken sabrı tükenir, geri tuşuna basar ve rakip bir siteden alışverişini tamamlar. Bu senaryonun arkasındaki teknik suçlu, büyük ihtimalle yavaş bir Client-Side Rendering (CSR) uygulamasıdır. Tarayıcının, siteyi Zeynep'in telefonunda "monte etmesi" çok uzun sürmüştür.

Şimdi bu deneyimi teknik metriklerle ölçelim:

TTFB (Time to First Byte - İlk Bayta Kadar Geçen Süre): Sunucudan Gelen İlk Sinyal

Anlamı: Kullanıcının tarayıcısı sunucudan bir talepte bulunduktan sonra, sunucudan gelen ilk veri parçasının (byte) ne kadar sürede ulaştığını ölçer. Bu, sunucunun ne kadar hızlı "Alo?" dediğinin bir göstergesidir.

Karşılaştırma:

  • SSG (Kazanan): TTFB şampiyonudur. Çünkü sayfa zaten hazır ve bir CDN (İçerik Dağıtım Ağı) üzerinde beklemektedir. Sunucunun bir şey hesaplamasına, veritabanına bağlanmasına gerek yoktur. Talep gelir gelmez, en yakın CDN noktasından hazır HTML dosyası anında gönderilir. TTFB süreleri inanılmaz derecede düşüktür.
  • CSR (Güçlü): SSG'ye benzer şekilde, CSR uygulamaları da genellikle statik bir "kabuk" (boş HTML ve JavaScript dosyası) sunduğu için ilk baytı çok hızlı gönderebilir. Ancak bu, yanıltıcı bir hızdır çünkü gelen ilk bayt anlamlı bir içerik taşımaz.
  • SSR (Zayıf Halka): Bu metrikte en yavaş olan genellikle SSR'dir. Çünkü her bir kullanıcı talebinde, sunucunun o sayfayı sıfırdan oluşturması gerekir. Veritabanından verileri çekmeli, HTML'i oluşturmalı ve sonra göndermelidir. Sunucu yoğunluğu veya veritabanı yavaşlığı, TTFB süresini doğrudan uzatır.

FCP/LCP (First/Largest Contentful Paint - İlk/En Büyük Anlamlı Boyama): Kullanıcının Gördüğü İlk An

Anlamı: Bu metrikler, kullanıcının ekranda anlamlı bir şeyler görmeye başladığı anı ölçer. FCP, herhangi bir içeriğin (metin, resim) ilk göründüğü an, LCP ise ekrandaki en büyük resim veya metin bloğunun yüklendiği andır. LCP, Google'ın Core Web Vitals metriklerinin en önemlilerinden biridir ve algılanan yükleme hızını temsil eder.

Karşılaştırma:

  • SSR ve SSG (Mutlak Kazananlar): Bu iki yöntem, FCP/LCP metriklerinde ezici bir üstünlüğe sahiptir. Çünkü tarayıcıya doğrudan içi dolu, anlamlı bir HTML gönderirler. Kullanıcı, siteye tıklar tıklamaz ürün resimlerini, başlıkları ve açıklamaları görmeye başlar. Bu, "site hızlı" algısını yaratan en önemli faktördür.
  • CSR (Mutlak Kaybeden): CSR bu metrikte en kötü performansı sergiler. Tarayıcı önce boş bir HTML alır (ünlü "beyaz ekran" anı), ardından devasa JavaScript dosyalarını indirir, bu kodları çalıştırır, API'lerden verileri çeker ve en sonunda içeriği ekrana çizer. Bu tüm süreç, FCP ve LCP sürelerini dramatik şekilde uzatır ve Zeynep'in yaşadığı "terk etme" senaryosuna yol açar.

TTI (Time to Interactive - Etkileşime Hazır Olma Süresi) ve Hydration Kavramı

Anlamı: TTI, sayfanın sadece görünür olduğu değil, aynı zamanda kullanıcının tıklamalarına, kaydırmalarına ve diğer etkileşimlerine anında yanıt verebilir hale geldiği süreyi ölçer. Bazen bir sayfa yüklenmiş gibi görünür ama bir butona tıkladığınızda hiçbir şey olmaz. İşte bu, "hydration" adı verilen sürecin tamamlanmamasından kaynaklanır. Hydration, sunucudan gelen statik HTML'nin, tarayıcıda çalışan JavaScript tarafından "canlandırılması" ve etkileşimli hale getirilmesi işlemidir.

Karşılaştırma:

  • SSG (Kazanan): SSG siteleri genellikle minimum JavaScript içerir veya hiç içermez. Bu nedenle, sayfa görünür olduğu anda neredeyse anında etkileşime de hazır olur. Hydration ihtiyacı çok azdır veya yoktur.
  • SSR (Potansiyel Sorun): SSR, hızlı bir LCP sunsa da TTI konusunda zorlanabilir. Sunucu, kullanıcıya bitmiş bir HTML gönderir (görsel olarak hızlı), ancak bu HTML'yi etkileşimli hale getirecek olan JavaScript kodunun tarayıcı tarafından indirilip çalıştırılması gerekir. Bu "hydration" adımı, özellikle yavaş cihazlarda veya karmaşık sayfalarda, kullanıcının "görüyorum ama dokunamıyorum" sendromu yaşamasına neden olabilir.
  • CSR (En Yavaş): CSR hem LCP'de hem de TTI'da en yavaş olanıdır. Sayfanın görünür hale gelmesi zaten uzun sürer ve sonrasında tüm etkileşim mantığının da yüklenip çalışması gerektiği için TTI süresi daha da uzar.

2. SEO Uyumluluğu: Googlebot'un Gözünden Web Siteniz

Arama motoru optimizasyonu (SEO), özellikle e-ticaret ve içerik odaklı siteler için oksijen gibidir. Eğer Google ve diğer arama motorları sitenizi düzgün bir şekilde tarayıp anlayamazsa, organik trafikte var olamazsınız.

Hikayeleştirme: Görünmez Mağaza Sendromu

Sektörel Senaryo: Bir e-ticaret yöneticisi olan Mehmet Bey, son teknoloji bir CSR framework'ü ile harika görünen bir site yaptırmıştır. Ancak aylar geçmesine rağmen ürün sayfaları Google'da bir türlü sıralama almaz. SEO danışmanı durumu incelediğinde fark eder ki, Googlebot siteye geldiğinde sadece boş bir HTML ve bir <script> etiketi görmektedir. Google'ın JavaScript'i işleme kapasitesi olsa da, Mehmet Bey'in sitesindeki karmaşık yapı ve API çağrıları nedeniyle bu süreç başarısız olmakta ve bot, içeriği asla tam olarak görememektedir. Mağazası, müşteriler için harika ama Google için adeta görünmezdir.

SSR ve SSG: SEO'nun Altın Standardı

Neden Mükemmeller?: Bu iki yaklaşım, arama motoru botlarına (Googlebot, Bingbot vb.) tam olarak istedikleri şeyi verir: ilk istekte tamamen oluşturulmuş, içerikle dolu, statik bir HTML belgesi. Botların JavaScript çalıştırmasına, API'lerden veri beklemesine gerek kalmaz. Sayfanın başlığı, meta açıklamaları, ana içeriği, başlık etiketleri (H1, H2) ve iç linkleri anında okunabilir durumdadır. Bu, indeksleme sürecini hızlı, verimli ve hatasız hale getirir. Bu nedenle SSR ve SSG, SEO başarısı için "altın standart" olarak kabul edilir.

CSR: SEO İçin Riskli ve Zahmetli Yol

Temel Sorun: CSR, botlara anlamlı bir içerik sunmaz; onlara içeriği oluşturacak bir "reçete" (JavaScript) sunar. Google, son yıllarda JavaScript'i işleme konusunda çok daha iyi hale gelmiş olsa da bu süreç mükemmel değildir ve çeşitli riskler barındırır:

  • İşleme Bütçesi (Crawl Budget): Google'ın sitenize ayırdığı bir zaman ve kaynak limiti vardır. CSR sitelerini taramak, sadece HTML okumaktan çok daha maliyetlidir. Googlebot'un JavaScript'i indirmesi, çalıştırması ve render etmesi gerekir. Bu, tarama bütçenizi hızla tüketebilir ve Google'ın sitenizin tüm sayfalarını keşfetmesini engelleyebilir.
  • Hata Riski: JavaScript kodunuzdaki bir hata, API'nizdeki anlık bir yavaşlık veya uyumsuz bir kütüphane, botun sayfayı render edememesine ve içeriğinizi görememesine neden olabilir.

Çözüm Yolları: CSR'nin SEO sorunlarını aşmak için "Dinamik İşleme (Dynamic Rendering)" gibi ek çözümler gerekir. Bu yöntemde, sunucu gelen isteğin bir kullanıcıdan mı yoksa bir bottan mı geldiğini anlar. Eğer bot ise, ona özel olarak sunucuda oluşturulmuş bir HTML versiyonu sunulur. Bu, etkili bir çözüm olsa da ek bir karmaşıklık ve bakım maliyeti katmanı demektir.

3. Geliştirme Karmaşıklığı ve Maliyeti

Her yaklaşımın geliştirme süreci, gereken uzmanlık seviyesi ve dolayısıyla proje maliyeti farklıdır.

  • CSR (Orta Karmaşıklık): React, Vue, Angular gibi framework'lerde uzmanlaşmış geniş bir geliştirici havuzu vardır. Geliştirme süreci genellikle daha basittir çünkü sunucu tarafı mantığı ile arayüz mantığı tamamen ayrıdır (headless). Ancak SEO gibi sorunları çözmek için ek uzmanlık gerekebilir.
  • SSG (Düşük Karmaşıklık): Next.js, Gatsby, Hugo gibi araçlar sayesinde SSG siteleri oluşturmak oldukça kolaylaşmıştır. Geliştirme deneyimi genellikle çok keyiflidir. Blog, pazarlama sitesi gibi basit projeler için en hızlı ve en az karmaşık yoldur.
  • SSR (Yüksek Karmaşıklık): En karmaşık ve zorlu olan yöntem budur. Geliştiricinin hem sunucu hem de istemci tarafı yaşam döngülerini (lifecycle) anlaması gerekir. Sunucu ortamını yönetmek, önbellekleme (caching) stratejileri geliştirmek ve hem sunucuda hem istemcide çalışacak "evrensel" (isomorphic) kod yazmak ciddi bir uzmanlık gerektirir. Bu da geliştirme süresini ve maliyetini artırır.

4. Altyapı ve Barındırma (Hosting) Maliyetleri

Sitenizin nerede yaşayacağı ve bu evin aylık kirası ne kadar olacak? Bu sorunun cevabı da render yönteminize bağlıdır.

  • SSG ve CSR (Çok Düşük Maliyet): Bu iki yöntem de nihayetinde statik dosyalardan (HTML, CSS, JS) oluşur. Bu dosyaları barındırmak için güçlü, pahalı bir sunucuya ihtiyacınız yoktur. Onları Netlify, Vercel, GitHub Pages, AWS S3 gibi statik barındırma servislerine atabilirsiniz. Bu servislerin çoğu, belirli bir trafik limitine kadar tamamen ücretsizdir ve küresel bir CDN hizmetini de pakete dahil ederler. Maliyetler neredeyse sıfıra yakındır.
  • SSR (Yüksek Maliyet): SSR, canlı bir Node.js (veya benzeri) sunucusunun sürekli çalışmasını gerektirir. Bu sunucunun gelen her isteği işleyecek kadar güçlü olması, potansiyel trafik artışlarını kaldırabilmesi ve 7/24 ayakta kalması gerekir. Bu da AWS EC2, Google Cloud Run veya DigitalOcean gibi platformlarda yönetilmesi gereken, daha pahalı ve bakımı daha zor bir altyapı anlamına gelir.

5. Güvenlik: Dijital Kalenizin Surları

Siber saldırılar her zamankinden daha yaygın. Render yönteminiz, sitenizin saldırılara karşı ne kadar korunaklı olduğunu doğrudan etkiler.

  • SSG (En Güvenli): SSG, güvenlik açısından tartışmasız şampiyondur. Çünkü saldırıya uğrayacak bir "canlı" katman yoktur. Siteniz, önceden oluşturulmuş statik dosyalardan ibarettir. Canlı bir veritabanı bağlantısı, sunucu tarafı kodu veya yönetici paneli yoktur. Bu, saldırı yüzeyini neredeyse sıfıra indirir. DDOS saldırılarına karşı CDN'ler doğal bir koruma sağlar. Güvenlik, SSG mimarisinin doğal bir sonucudur.
  • CSR ve SSR (Daha Fazla Dikkat Gerektirir): Bu yöntemler, canlı bir sunucu ve genellikle bir API ile iletişim halindedir. Bu da onları XSS (Cross-Site Scripting), CSRF (Cross-Site Request Forgery) ve sunucuya yönelik diğer saldırı türlerine karşı daha savunmasız hale getirir. Güvenliği sağlamak için sürekli dikkat, doğru yapılandırma ve düzenli güncellemeler gereklidir.

Hangi Proje İçin Hangi Yöntem? Pratik Bir Karar Rehberi

Teoriyi anladık, peki sizin projeniz için doğru mobilya hangisi? İşte net bir karar verme rehberi:

CSR'ı Seçin, Eğer:

Projeniz, halka açık bir vitrinden çok, kullanıcıların giriş yaptıktan sonra kullandığı karmaşık bir "uygulama" ise CSR doğru tercih olabilir.

Örnek Projeler:

  • SaaS (Hizmet Olarak Yazılım) panelleri (örn: Proje yönetim aracı, CRM paneli)
  • Sosyal medya akışları veya e-posta istemcileri gibi yoğun etkileşim gerektiren platformlar
  • İçeriklerin büyük çoğunluğunun giriş (login) arkasında olduğu ve SEO'nun birincil öncelik olmadığı analitik panelleri

Temel Mantık: Bu projelerde zengin kullanıcı etkileşimi ve uygulama benzeri bir deneyim, ilk yükleme hızından ve SEO'dan daha önemlidir.

SSR'ı Seçin, Eğer:

SEO ve her kullanıcı için anlık olarak kişiselleştirilmiş, güncel içerik projenizin kalbinde yer alıyorsa, SSR sizin için hayati önem taşır.

Örnek Projeler:

  • Kişiselleştirilmiş E-ticaret Siteleri: Kullanıcının geçmiş davranışlarına göre anlık ürün önerileri sunan, stok durumunun saniyesi saniyesine güncel olması gereken siteler.
  • Canlı Haber Portalları: Son dakika haberlerinin anında yayınlandığı platformlar.
  • Emlak veya İş İlanı Siteleri: Binlerce listelemenin anlık olarak filtrelendiği ve sıralandığı siteler.
  • Uçak Bileti veya Otel Rezervasyon Siteleri: Fiyatların ve kontenjanların sürekli değiştiği platformlar.

Temel Mantık: İçerik her istekte dinamik olarak değişmeli ve aynı zamanda arama motorları tarafından mükemmel bir şekilde indekslenmelidir. Sunucu maliyetini ve karmaşıklığını göze alıyorsunuz demektir.

SSG'yi Seçin, Eğer:

Projenizin öncelikleri maksimum hız, demir gibi güvenlik ve minimum maliyet ise ve içeriğiniz her ziyaretçi için aynı ise, SSG modern web'in süperstarıdır.

Örnek Projeler:

  • Bloglar ve İçerik Odaklı Siteler: Makalelerin sık değişmediği platformlar.
  • Pazarlama ve Kurumsal Tanıtım Siteleri: Bir şirketi veya ürünü tanıtan, içeriği nadiren güncellenen siteler.
  • Ürün Lansman Sayfaları (Landing Pages): Belirli bir kampanya için hazırlanan yüksek trafik hedefli sayfalar.
  • Dokümantasyon Portalları: Yazılım veya ürün kılavuzları.

Temel Mantık: İçerik statiktir (veya çok sık güncellenmez). Amaç, içeriği mümkün olan en hızlı, en güvenli ve en ucuz yolla küresel olarak sunmaktır.

Gelecek Burada: Hibrit Modellerin Yükselişi

Peki ya projeniz bu kalıpların hiçbirine tam olarak uymuyorsa? Örneğin, hem bir blog (SSG için harika), hem kişiselleştirilmiş bir mağaza (SSR için harika), hem de bir kullanıcı paneli (CSR için harika) içeren bir e-ticaret siteniz varsa ne olacak?

İşte bu noktada Next.js (React için) ve Nuxt.js (Vue için) gibi modern "meta-framework'ler" devreye giriyor ve bu üç yöntem arasındaki keskin sınırları ortadan kaldırıyor. Bu framework'ler, hibrit bir yaklaşım benimsemenize olanak tanır. Artık "ya o, ya bu" demek zorunda değilsiniz.

Sayfa Başına Karar Verme: Modern bir framework ile aynı proje içinde:

  • Pazarlama sayfalarınızı (/hakkimizda, /iletisim) ve blog yazılarınızı SSG ile oluşturup anında sunabilirsiniz.
  • Ürün listeleme ve arama sonuçları sayfalarınızı (/urunler?kategori=ayakkabi) SSR ile oluşturarak anlık verileri ve SEO uyumunu garanti altına alabilirsiniz.
  • Kullanıcının sepet sayfasını veya hesap ayarları panelini (/hesabim/siparislerim) CSR ile çalıştırarak uygulama benzeri akıcı bir deneyim sunabilirsiniz.

ISR (Incremental Static Regeneration): Next.js'in öncülük ettiği bu devrimsel teknoloji, SSG'nin "bir kere oluştur, hep aynı kalsın" mantığını esnetir. ISR ile bir sayfayı statik olarak oluşturabilir, ancak belirli aralıklarla (örn: her 60 saniyede bir) arka planda yeniden oluşturulmasını sağlayabilirsiniz. Böylece, SSG'nin inanılmaz hız avantajını korurken, içeriğinizin neredeyse güncel kalmasını sağlarsınız. Bu, on binlerce ürün içeren bir e-ticaret sitesi için bile SSG'yi mümkün kılan bir yaklaşımdır.

Bu karmaşık hibrit yapıları kurmak ve yönetmek, derin bir uzmanlık ve stratejik bir planlama gerektirir. Sitenizin hangi bölümünün hangi yöntemle sunulacağına karar vermek, iş hedeflerinizle teknoloji arasındaki en önemli köprüdür. İşte bu noktada Solviera Teknoloji'nin terzi işi çözümleri, işletmelerin bu modern mimarilerden en yüksek verimi almasını sağlayarak onlara esneklik, performans ve rekabet gücü kazandırır.

Sonuç

"SSR mı, CSR mı, yoksa SSG mi daha iyi?" sorusunun tek bir doğru cevabı yoktur. Bu bir yarış değil, bir ödünleşim (trade-off) analizidir. En iyi yöntem, projenizin DNA'sında yatan hedeflere, bütçenize ve önceliklerinize bağlıdır.

  • Mutlak hıza, güvenliğe ve düşük maliyete mi ihtiyacınız var? Cevabınız muhtemelen SSG.
  • SEO ve anlık değişen dinamik içerik sizin için ölüm kalım meselesi mi? O zaman SSR'a yatırım yapmalısınız.
  • SEO'nun öncelik olmadığı, zengin ve karmaşık bir kullanıcı arayüzü mü hedefliyorsunuz? CSR sizin için doğru olabilir.

Asıl devrim ise bu yöntemlerin bir arada kullanılabildiği hibrit yaklaşımlarda yatmaktadır. Modern web geliştirme, artık katı kurallarla değil, projenin her bir parçası için en uygun aracı seçme esnekliğiyle tanımlanmaktadır. Bir e-ticaret yöneticisi olarak göreviniz, bu üç "mobilya teslimat" yönteminin ardındaki stratejiyi anlamak ve geliştirme ekibinizle birlikte, hem Google'ı hem de müşterilerinizi memnun edecek en doğru kararları vermektir. Unutmayın, dijital dünyada mağazanızın kapısını ne kadar hızlı ve etkili açtığınız, içeriye kaç kişinin gireceğini belirler.

Render Yöntemlerini Derinlemesine Keşfedin

Bu makalede üç temel web işleme yöntemini karşılaştırmalı olarak ele aldık. Şimdi, projeniz için en doğru kararı vermek üzere her bir yaklaşımı tüm teknik detayları ve stratejileriyle öğrenme zamanı:

Sıkça Sorulan Sorular

Bu, e-ticaret sitenizin ölçeğine ve özelliklerine bağlıdır. Eğer binlerce, sürekli değişen ürününüz, kişiselleştirilmiş önerileriniz ve anlık stok takibiniz varsa, SSR (Server-Side Rendering) SEO ve güncellik için en sağlam temeldir. Ancak, az sayıda ve nadiren değişen ürünleri olan bir butik site için, SSG (Static Site Generation) ile inanılmaz hız ve düşük maliyet elde edilebilir. Modern hibrit yaklaşımlar (Next.js gibi) ise en iyisidir: Vitrin ve pazarlama sayfaları SSG ile, ürün detayları ve arama sonuçları SSR/ISR ile, kullanıcı paneli ise CSR ile sunularak her dünyanın en iyisi birleştirilebilir.

Elbette. Hydration'ı, bir vitrin mankenini canlı bir insana dönüştürmek gibi düşünebilirsiniz. Sunucu (SSR ile) size çok hızlı bir şekilde giysileri giydirilmiş, poz vermiş bir vitrin mankeni (statik HTML) gönderir. Bu manken harika görünür ama hareket edemez, konuşamaz (etkileşimli değildir). Hydration, tarayıcının JavaScript'i çalıştırarak bu mankene "can suyu" vermesi, yani kaslarını, beynini ve sinir sistemini (tıklama olayları, form mantığı) eklemesi sürecidir. Bu süreç tamamlandığında, manken artık etkileşime girebilen canlı bir insana dönüşür. Bu süreç yavaş olursa, kullanıcı bir süre "gördüğü ama dokunamadığı" bir sayfayla baş başa kalır.

Tam olarak değil. Google bu konuda çok yol katetmiş olsa da CSR hala bir risk faktörüdür. Googlebot'un JavaScript'i işlemek için ikinci bir tarama dalgası yapması gerekir ve bu her zaman mükemmel çalışmaz. Kodunuzdaki bir hata, yavaş bir API yanıtı veya karmaşık bir yapı, içeriğinizin eksik veya hiç indekslenmemesine neden olabilir. SSR ve SSG ise bu riski tamamen ortadan kaldırır çünkü bot'a ilk seferde bitmiş bir sayfa sunarlar. SEO'nun kritik olduğu projelerde "umarım Google düzgün render eder" demek yerine, işi garantiye almak her zaman daha akıllıca bir stratejidir.

Mümkündür, ancak oldukça zor, maliyetli ve zaman alıcı olabilir. Bir render mimarisinden diğerine geçmek, genellikle uygulamanın temel yapısını yeniden yazmayı gerektirir. Örneğin, bir CSR uygulamasını SSR'a dönüştürmek, sunucu tarafı mantığı eklemeyi, kodun hem sunucuda hem istemcide çalışacak şekilde (isomorphic) yeniden düzenlenmesini ve altyapının tamamen değiştirilmesini gerektirir. Bu nedenle, projenin en başında, hedefleri doğru analiz ederek bu stratejik kararı vermek kritik önem taşır.

Core Web Vitals, bu yöntemlerden doğrudan etkilenir. LCP (Largest Contentful Paint): SSG ve SSR burada en iyisidir çünkü anlamlı içeriği en başta sunarlar. CSR ise boş sayfa sorunu nedeniyle en kötü LCP skorlarına sahiptir. FID (First Input Delay) / INP (Interaction to Next Paint): Bu etkileşim metrikleri için SSG genellikle en iyisidir çünkü minimum JavaScript ile gelir. SSR "hydration" gecikmesi nedeniyle orta düzeyde, CSR ise her şeyi istemcide yaptığı için en yüksek gecikme potansiyeline sahip olabilir. CLS (Cumulative Layout Shift): Bu metrik, sayfa yüklenirken yaşanan görsel kaymalarla ilgilidir ve daha çok CSS ve resim boyutlandırmayla alakalı olsa da, CSR'da içeriğin sonradan yüklenmesi beklenmedik düzen kaymalarına neden olabilir. SSG ve SSR'da içerik baştan belli olduğu için CLS'yi kontrol etmek genellikle daha kolaydır.

İşletmenizi Bir Sonraki Seviyeye Taşımaya Hazır Mısınız?

Solviera'nın bütünsel teknoloji çözümleri hakkında daha fazla bilgi almak ve işletmenize özel bir analiz için proje danışmanlarımızla bugün iletişime geçin!

Hemen İletişime Geçin