Web'in ilk yıllarını hatırlayanlar, o kesintili ve "hantal" deneyimi bilirler. Attığımız her bir tıklama, bembeyaz bir ekranın ardından sayfanın acı verici bir yavaşlıkla yeniden yüklenmesi anlamına gelirdi. Menüde gezinmek, bir formu doldurmak veya basit bir arama yapmak bile sabır gerektiren bir dizi kesintiden ibaretti. Bu, web'in doğasıydı; her etkileşim, sunucuyla yeni bir el sıkışmayı ve sıfırdan başlayan bir yolculuğu zorunlu kılıyordu.
Sonra bir devrim yaşandı. Client-Side Rendering (CSR) ve bu mimarinin en popüler uygulaması olan Tek Sayfa Uygulamaları (Single Page Applications - SPA), sahneye çıkarak tüm kuralları yeniden yazdı. React, Vue ve Angular gibi güçlü JavaScript kütüphaneleri ve framework'leri önderliğinde, bir masaüstü veya mobil uygulamanın o bildiğimiz akıcılığını, anlık tepkiselliğini ve pürüzsüz geçişlerini doğrudan tarayıcının içine taşıdılar. Artık sayfa yenilemeleri yoktu; sadece anında güncellenen arayüzler, kesintisiz kullanıcı yolculukları ve "sihirli" gibi hissettiren bir deneyim vardı.
Bu, şüphesiz, Kullanıcı Deneyimi (UX) alanında kazanılmış muazzam bir zaferdi. Ancak bu zaferin madalyonunun bir de diğer yüzü vardı: Çoğu zaman geliştirme sürecinin sonlarında fark edilen, SEO ve ilk sayfa yükleme performansı alanlarında ödenmesi gereken ciddi bir teknik bedel. Bu makalede, Solviera Teknoloji'nin uzman bakış açısıyla, CSR'ın büyüleyici dünyasına derin bir dalış yapacak, nasıl çalıştığını atomlarına ayıracak, inkar edilemez avantajlarını dürüstçe ortaya koyacak ve en önemlisi, "odadaki fil" olan SEO zorluklarını ve bu zorlukları aşmak için gereken pratik, uygulanabilir çözümleri masaya yatıracağız.
Client-Side Rendering Gerçekte Nasıl Çalışır? Bir SPA'nın Yolculuğu
Bir ürün yöneticisi veya geliştirici olarak, CSR'ın neden olduğu sorunları ve çözümlerini anlamak için öncelikle kaputun altında neler döndüğünü net bir şekilde kavramamız gerekir. Bir kullanıcı, modern bir SPA'ya erişmek istediğinde gerçekleşen yolculuk, geleneksel web sitelerinden kökten farklıdır ve genellikle şu adımları izler:
- İlk İstek: Kullanıcı, tarayıcısının adres çubuğuna bir URL yazar (örn: www.harikauygulamam.com) ve Enter'a basar. Tarayıcı, bu adresteki sunucuya bir istek gönderir.
- Boş Kabuk ve Dev Paket: Sunucu, bu isteğe inanılmaz bir hızla yanıt verir. Ancak gönderdiği şey, içeriği dolu bir HTML sayfası değildir. Bunun yerine, neredeyse bomboş bir HTML "kabuğu" gönderir. Bu dosyanın içinde genellikle sadece temel <html>, <head>, <body> etiketleri ve en önemlisi, uygulamanın tüm mantığını, arayüz bileşenlerini ve ruhunu içeren devasa bir JavaScript "paketi"ne (bundle) işaret eden bir <script> etiketi bulunur.
- İndirme Aşaması: Kullanıcının tarayıcısı (Chrome, Firefox, Safari vb.), bu boş HTML'i alır ve içindeki <script> etiketini görerek işaret edilen o büyük JavaScript dosyasını indirmeye başlar. Bu dosyanın boyutu, uygulamanın karmaşıklığına bağlı olarak birkaç yüz kilobayttan birkaç megabayta kadar çıkabilir.
- İnşa ve Boyama Aşaması: JavaScript paketi tamamen indirildikten sonra, asıl sihir (ve potansiyel darboğaz) başlar. Tarayıcı, bu JavaScript kodunu çalıştırır. Bu kod, uygulamanın iskeletini oluşturur, gerekli verileri arka plandaki API'lerden çeker (kullanıcı bilgileri, ürün listeleri vb.) ve son olarak, bu verileri kullanarak HTML içeriğini ve arayüzü dinamik olarak oluşturur. Yani, tüm web sitesi kullanıcının bilgisayarının veya telefonunun işlemci gücü kullanılarak, tarayıcının içinde "inşa edilir" veya "boyanır".
- Anlık Navigasyon: Kullanıcı ilk yükleme sancısını atlattıktan sonra, SPA'nın gerçek gücü ortaya çıkar. Kullanıcı sitedeki başka bir linke tıkladığında, artık tam bir sayfa yenilemesi yaşanmaz. Bunun yerine, JavaScript devreye girer, sadece yeni sayfa için gerekli olan veri parçalarını API'den alır ve ekranın sadece değişmesi gereken bölümünü günceller. İşte o meşhur "uygulama hissi" ve akıcılık tam olarak buradan gelir.
Bu süreç, son kullanıcı için pürüzsüz bir deneyim sunarken, arama motoru botları ve ilk sayfa yükleme metrikleri için ciddi zorlukların tohumlarını eker.
CSR'nin İnkar Edilemez Avantajları: Geliştiriciler Neden Onu Seçiyor?
Eğer CSR'ın bu kadar potansiyel sorunu varsa, neden on binlerce uygulama ve dünyanın en büyük teknoloji şirketleri tarafından hala bu kadar yaygın kullanılıyor? Çünkü sunduğu avantajlar, özellikle belirli proje türleri için oldukça çekicidir.
- Zengin ve Akıcı Kullanıcı Deneyimi (UX): CSR'ın en büyük vaadi budur. Sayfa yenilemelerinin olmaması, hızlı arayüz geçişleri ve anlık geri bildirimler, kullanıcıların bir web sitesinde değil, doğrudan bilgisayarlarına veya telefonlarına yüklenmiş bir uygulamada geziniyor gibi hissetmelerini sağlar. Bu, kullanıcı etkileşiminin ve bağlılığının kritik olduğu platformlar için paha biçilmezdir.
- Güçlü Geliştirici Ekosistemleri: React (Facebook), Angular (Google) ve Vue gibi framework'ler, arkalarında devasa topluluklar, milyonlarca dolarlık yatırımlar ve zengin bir kütüphane ekosistemi barındırır. Geliştiriciler, karmaşık arayüzleri daha hızlı ve daha modüler bir şekilde oluşturmalarını sağlayan bu araçları kullanmayı severler. Bu da yetenekli geliştiricileri bulmayı ve projeyi hayata geçirmeyi kolaylaştırır.
- "Decoupled" (Ayrık) Mimari Esnekliği: CSR, ön yüz (frontend - kullanıcının gördüğü arayüz) ile arka yüzün (backend - sunucu ve veritabanı mantığı) birbirinden tamamen ayrılmasına olanak tanır. Frontend ekibi React veya Vue ile arayüzü geliştirirken, backend ekibi hangi teknolojiyi kullandıklarından bağımsız olarak sadece veri sağlayan API'ler üzerinde çalışabilir. Bu, takımların paralel ve bağımsız çalışmasını sağlayarak geliştirme süreçlerini hızlandırır ve esneklik kazandırır.
Odadaki Fil: CSR'nin SEO Kabusu ve Teknik Nedenleri
Tüm bu avantajlara rağmen, halka açık ve organik trafikle büyümeyi hedefleyen bir proje için CSR seçimi, genellikle farkında olmadan bir mayın tarlasına adım atmak gibidir. Sorunun kalbi, Google'ın bir SPA'yı nasıl taradığı ve anladığıyla ilgilidir: iki dalgalı dizine ekleme (two-wave indexing) süreci.
Google'ın Gözünden Bir SPA: İki Dalgalı Dizine Ekleme Süreci
Googlebot bir web sitesini ziyaret ettiğinde, insan bir kullanıcı gibi sabırla beklemez. Milyarlarca sayfayı taramak zorunda olduğu için kaynakları kısıtlıdır ve süreci olabildiğince verimli hale getirmeye çalışır. Bir SPA ile karşılaştığında olanlar şöyledir:
- 1. DALGA: Tarama (Crawling) ve İlk İndeksleme
Googlebot, sitenizin URL'sine gelir ve sunucunuzdan ilk yanıtı alır. Yukarıda anlattığımız gibi, bu yanıt nedir? İçinde neredeyse hiçbir içerik, başlık, açıklama veya taranacak başka bir link barındırmayan boş bir HTML kabuğu.
Googlebot bu boş kabuğu alır ve ilk indeksine ekler. Bu aşamada, sayfanız Google için içeriği olmayan, linkleri olmayan, boş bir sayfadan ibarettir. Sitenizin değeri ve ne hakkında olduğu hakkında hiçbir fikri yoktur.
- 2. DALGA: Oluşturma (Rendering) ve İkinci İndeksleme
Google, bu sayfanın bir JavaScript uygulaması olduğunu anlar ve onu devasa bir "render kuyruğuna" atar.
Bu kuyrukta bekleyen milyarlarca sayfa vardır. Saatler, günler, hatta bazen haftalar sonra, Google'ın Web Rendering Service (WRS) adını verdiği, temel olarak Chrome'un başsız (headless) bir versiyonunu çalıştıran bir sistem, sırası gelen sayfanızı bir tarayıcıda açar.
WRS, JavaScript paketini indirir, çalıştırır, API çağrılarının tamamlanmasını bekler ve sayfanın nihayet içeriğini "boyamasını" sağlar.
Ancak bu ikinci dalgadan sonradır ki Google, sayfanızın gerçek içeriğini, başlıklarını, meta etiketlerini ve diğer sayfalara giden iç linkleri görebilir. Bu yeni bilgilerle ilk indeksini günceller.
Gecikmeli İndekslemenin İşletmeye Yansıyan Sonuçları
Bu iki dalgalı sürecin yarattığı gecikme, bir işletme için felaket anlamına gelebilecek somut sorunlara yol açar:
İçerik Güncellemelerinin Google'a Geç Yansıması:
Sektörel Senaryo: Bir e-ticaret sitesi yönetiyorsunuz ve "Büyük Cuma İndirimi" için tüm ürünlerinizde %50 indirim yaptınız. Bu değişikliği sitenizde yayınladınız. Ancak siteniz bir SPA olduğu için, Google'ın bu yeni fiyatları ve kampanya başlıklarını görmesi, ikinci render dalgasının gerçekleşmesine, yani belki de günler sonrasına kalacaktır. Bu süre zarfında, kullanıcılar Google'da hala eski, indirimsiz fiyatlarınızı görmeye devam eder. Kampanyanızın en kritik ilk günlerinde organik trafikten gelen potansiyel müşterileri kaçırmış olursunuz.
Render Sırasında Oluşabilecek Hatalar:
JavaScript kodunuzdaki küçük bir hata, API'nizdeki anlık bir yavaşlama veya kullandığınız bir üçüncü parti betiğin zaman aşımına uğraması, Google'ın WRS'sinin sayfanızı düzgün bir şekilde render edememesine neden olabilir. Sonuç? Google için sayfanız sonsuza kadar boş kalabilir ve asla dizine eklenmeyebilir.
Kısıtlı Render Bütçesinin İsrafı:
Google'ın her site için ayırdığı bir "render bütçesi" vardır. CSR, bu bütçeyi son derece verimsiz kullanır. Basit bir HTML sayfasını okumak yerine, Google'ın devasa JS dosyalarını indirmesi, çalıştırması ve render etmesi gerekir. Bu, basit bir sayfayı taramaktan kat kat daha maliyetlidir. Binlerce sayfanız varsa, Google render bütçesini hızla tüketebilir ve sitenizin derinliklerindeki önemli sayfaları render etmeyi hiç başaramayabilir.
Diğer Sinsi SEO Tuzakları
Sorunlar sadece iki dalgalı indeksleme ile bitmez:
- Meta Etiket Yönetimi: Geleneksel sitelerde her sayfanın kendi statik <title> ve <meta name="description"> etiketleri vardır. SPA'larda ise tek bir HTML kabuğu olduğu için bu etiketlerin JavaScript ile dinamik olarak değiştirilmesi gerekir. Bu işlem için React Helmet gibi kütüphaneler kullanılmazsa, sitenizin tüm sayfaları Google'da aynı başlık ve açıklama ile görünebilir.
- URL Yönetimi: Eski SPA'lar, farklı görünümler arasında gezinmek için # (hash) sembolünü kullanırdı (örn: site.com/#/hakkimizda). Arama motorları genellikle # sonrası kısmı görmezden geldiği için bu, SEO için korkunçtu. Modern SPA'lar artık HTML5 History API'sini kullanarak (site.com/hakkimizda gibi) "temiz" URL'ler oluşturabilse de, bu yapının doğru kurgulanması gerekir.
- Taranabilir Linkler: Geliştiriciler bazen navigasyon için standart <a href="..."> etiketleri yerine, onClick olayı eklenmiş <div> veya <span> gibi etiketler kullanabilirler. İnsan bir kullanıcı için bu fark etmez, ancak Googlebot bu tür etiketleri bir link olarak görmez ve o sayfaları keşfedemez.
CSR Canavarını SEO İçin Evcilleştirme: Çözüm Yolları ve En İyi Uygulamalar
CSR'ın SEO için yarattığı tablo karanlık görünse de, umutsuz değil. Modern web geliştirme, bu canavarı evcilleştirmek için güçlü çözümler sunmaktadır. Bu çözümleri uygulamak, ek bir efor ve uzmanlık gerektirir. İşte bu noktada Solviera Teknoloji gibi bir teknoloji ortağının rolü kritik hale gelir; çünkü doğru çözümün seçilmesi ve kusursuz bir şekilde uygulanması, bir SPA'nın arama motorlarındaki kaderini belirler.
1. Çözüm: Dinamik İşleme (Dynamic Rendering) - En Pratik Köprü
Bu, Google'ın kendisinin de karmaşık SPA'lar için önerdiği, en popüler ve pragmatik çözümdür. Mantığı oldukça zekicedir: gelen isteğin kim olduğuna göre farklı davran.
Nasıl Çalışır?: Web sunucunuz, gelen her isteğin "User-Agent" bilgisini kontrol edecek şekilde yapılandırılır. Bu bilgi, isteği yapanın kim olduğunu söyler (örn: Chrome kullanan bir insan mı, yoksa Googlebot mu?).
- Eğer istek gerçek bir kullanıcıdan geliyorsa, sunucu hiçbir şey yapmaz ve kullanıcıya normal, akıcı SPA deneyimini sunar.
- Eğer istek bir arama motoru botundan (Googlebot, Bingbot vb.) geliyorsa, sunucu bu isteği SPA'nıza göndermek yerine, araya giren bir "ön oluşturucu" (pre-renderer) servise yönlendirir.
- Ön Oluşturucu Servisler (Prerender.io, Rendertron): Bu servisler, sayfanızın o anki tam HTML çıktısını oluşturan bir mekanizmadır. Sayfanızı bir tarayıcıda çalıştırır, tüm JavaScript'in bitmesini bekler ve ortaya çıkan saf, statik HTML'i yakalar.
Sonuç: Googlebot'a, istediği tek şey verilir: içi dolu, tamamen render edilmiş, statik bir HTML sayfası. Bu sayede bot, içeriği ve linkleri anında, gecikmesiz ve hatasız bir şekilde tarayabilir. Kullanıcı deneyiminden ödün verilmez, SEO sorunu çözülür.
2. Çözüm: İzomorfik / Evrensel JavaScript - En Kapsamlı Yaklaşım
Dinamik İşleme bir "yama" veya "köprü" çözümü iken, İzomorfik (veya Evrensel) JavaScript, sorunu kökünden çözen daha temel bir mimari değişimdir.
Temel Fikir: Aynı JavaScript (React, Vue) kodunun hem sunucuda ilk isteği karşılamak için, hem de istemcide (tarayıcıda) SPA deneyimini devam ettirmek için çalıştırılmasıdır.
Süreç: Kullanıcı bir istekte bulunduğunda, sunucu boş bir HTML göndermek yerine, bu React/Vue kodunu kendi üzerinde çalıştırır. Sayfanın ilk HTML'ini oluşturur ve tarayıcıya dolu bir sayfa gönderir. Tarayıcı bu dolu sayfayı aldıktan sonra, JavaScript'i devralır ve sonraki tüm etkileşimler için bir SPA gibi davranmaya devam eder.
SSR'a Giden Yol: Bu yaklaşım, aslında Server-Side Rendering (SSR)'ın ta kendisidir. Next.js (React için) ve Nuxt.js (Vue için) gibi modern meta-framework'ler, bu karmaşık süreci yönetmek için inşa edilmiştir. Bu, SEO ve performans için en sağlam ama aynı zamanda geliştirme ve altyapı maliyeti açısından en karmaşık yoldur.
3. Çözüm: Uygulama İçi Hijyen - Temel SEO En İyi Pratikleri
Hangi çözümü seçerseniz seçin, uygulamanızın içinde uymanız gereken temel SEO hijyen kuralları vardır:
- Meta Etiket Yönetimi: Her sayfanın başlık (title), açıklama (description) ve diğer meta etiketlerini dinamik olarak yönetmek için React Helmet, Vue Meta gibi kütüphaneleri mutlaka kullanın.
- Temiz ve Anlamlı URL'ler: Asla # içeren URL'ler kullanmayın. Projenizin yönlendirme (routing) mantığının, tarayıcının History API'sini kullanarak her sayfa için benzersiz ve temiz URL'ler (/kategori/urun-adi gibi) oluşturduğundan emin olun.
- Doğru Linkleme: Navigasyon elemanları için her zaman, istisnasız, <a href="/sayfa-yolu"> etiketlerini kullanın. Googlebot, div veya button etiketlerine eklenmiş onClick olaylarını takip etmez.
- Yapılandırılmış Veri (Structured Data): Ürünleriniz, makaleleriniz veya işletmeniz hakkındaki bilgileri schema.org standartlarında JSON-LD formatında ekleyerek Google'ın içeriğinizi daha zengin bir şekilde anlamasını ve arama sonuçlarında yıldızlı derecelendirmeler gibi zengin snippet'ler göstermesini sağlayın.
Stratejik Karar: CSR Ne Zaman Gerçekten Doğru Seçimdir?
Tüm bu zorluklar ve çözüm yolları ışığında, bir projeye CSR ile başlamak ne zaman mantıklıdır? CSR, aşağıdaki koşulların büyük ölçüde sağlandığı durumlarda güçlü bir adaydır:
- Projenin Doğası: Proje, halka açık bir vitrinden çok, bir giriş (login) ekranının arkasında çalışan karmaşık bir web uygulamasıdır. SEO birincil veya ikincil bir öncelik değildir. Örnekler: Figma, Trello gibi tasarım/proje yönetim araçları; bir bankacılık veya CRM paneli; bir e-posta istemcisi.
- Ekip Yetkinliği: Geliştirme ekibinizin React, Vue veya Angular gibi modern JavaScript framework'lerinde derin bir uzmanlığı vardır ve bu ekosistemlerin sunduğu hız ve verimlilikten faydalanmak kritik önem taşır.
- Bütçe ve Zamanlama: Eğer SEO sonradan bir gereklilik haline gelirse, Dinamik İşleme gibi çözümleri uygulamak için ek mühendislik zamanı ve potansiyel olarak üçüncü parti servis maliyetleri için ek bütçe ve zaman ayrılmıştır.
Sonuç
Client-Side Rendering ve SPA'lar, web'i daha etkileşimli, daha akıcı ve daha güçlü hale getiren devrimsel bir teknolojidir. Onlar "kötü" veya "yanlış" bir teknoloji değil, belirli bir iş için tasarlanmış son derece uzman bir alettir. Bir çekiç, vida sıkmak için kötü bir alet olduğu gibi, CSR da SEO ve organik büyümenin hayati olduğu bir içerik sitesi için genellikle kötü bir seçimdir.
CSR'ı seçmek, kullanıcı deneyimini diğer her şeyin önüne koymayı ve bunun karşılığında SEO ve ilk yükleme performansı zorluklarını ek teknoloji, strateji ve eforla çözmeyi bilinçli olarak kabul etmek anlamına gelir. Bu ödünleşimi projenizin en başında anlamak, sizi gelecekteki pahalı yeniden yazımlardan ve hayal kırıklıklarından koruyacak en önemli stratejik karardır. Doğru projede kullanıldığında bir harikalar yaratan, yanlış projede ise bir kabusa dönüşebilen bu güçlü teknolojiyi anlamak, modern dijital dünyanın olmazsa olmazıdır.
Farklı Render Yöntemlerini Keşfedin
Bu rehberde, Client-Side Rendering'in uygulama odaklı dünyasına derin bir dalış yaptık. Şimdi, web geliştirme spektrumunun diğer uçlarını keşfederek bilginizi tamamlayın:
- SEO ve Performansın Kesişimi: Hem mükemmel SEO sonuçları hem de zengin dinamik içerik sunan, e-ticaret ve haber sitelerinin gözdesi Server-Side Rendering'in nasıl çalıştığını öğrenin.
Okumaya Devam Et: Server-Side Rendering (SSR) Rehberi: SEO ve Zengin İçerikli Siteler İçin Neden Hayati? - Hız ve Güvenlikte Son Nokta: Neredeyse anında açılan, inanılmaz güvenli ve düşük maliyetli siteler oluşturmanın modern yolu olan Static Site Generation ve Jamstack felsefesini keşfedin.
Okumaya Devam Et: Static Site Generation (SSG) ve Jamstack: Maksimum Hız ve SEO İçin Modern Yaklaşım - Büyük Resim: Bu üç yöntemin birbirlerine karşı avantaj ve dezavantajlarını tek bir yerde görmek için ana karşılaştırma makalemize geri dönün.
Okumaya Devam Et: SSR vs. CSR vs. SSG: SEO ve Performans Açısından Karşılaştırma
Sıkça Sorulan Sorular
Hayır. Google bu konuda çok nettir. Gizleme, kullanıcılara ve arama motorlarına farklı içerik göstermektir (örn: kullanıcılara kedi resimleri, Google'a araba sigortası anahtar kelimeleri göstermek). Dinamik İşleme ise, kullanıcılara ve arama motorlarına aynı içeriğin farklı formatlarını sunar (birine etkileşimli JavaScript, diğerine düz HTML). Amaç aldatmak değil, botun içeriği daha kolay anlamasına yardımcı olmaktır. Google, bu tekniği kendi dokümantasyonunda önermektedir ve güvenli bir yöntemdir.
Evet, önemli olabilir. Siteniz sadece birkaç sayfadan oluşuyorsa, Google'ın render bütçesi muhtemelen bir sorun olmayacaktır. Ancak, yüzlerce veya binlerce ürün, blog yazısı veya listeleme içeren orta ölçekli bir site için bile bu bütçe kritik hale gelir. CSR'ın verimsizliği, Google'ın sitenizin tamamını düzenli olarak taramasını ve render etmesini engelleyebilir, bu da yeni veya güncellenmiş sayfalarınızın gözden kaçmasına neden olabilir.
Hayır, çözemezsiniz. Site haritası, Google'a sadece sitenizdeki URL'lerin bir listesini verir ve "Hey, bu sayfalar var, bir göz at" demenin bir yoludur. Ancak Google bu URL'leri ziyaret ettiğinde hala boş bir HTML kabuğu ile karşılaşırsa, sayfanın içeriğini veya o sayfadan çıkan diğer iç linkleri göremez. Site haritası, keşfedilmeye yardımcı olur ama içeriğin indekslenmesini garanti etmez. Asıl sorun olan render problemini çözmez.
Evet, bir miktar etkisi vardır. Sunucunuzun, gelen her isteğin user-agent'ını kontrol etmesi ve bot isteklerini bir ön oluşturucu servise yönlendirmesi gerekir. Bu, ihmal edilebilir düzeyde küçük bir ek yük getirir. Asıl performans yükü, kullandığınız ön oluşturucu servisin üzerindedir. Bu servisler, her bot isteği için sitenizi bir tarayıcıda çalıştırıp HTML çıktısı almak zorundadır. Bu nedenle, bot trafiğiniz çok yüksekse bu servislerin maliyeti ve performansı dikkate alınmalıdır. Genellikle bu servisler, oluşturdukları HTML'i bir süre önbellekte tutarak bu yükü hafifletirler.
Hem evet, hem hayır. Next.js ve Nuxt.js gibi meta-framework'lerin güzelliği, size render yöntemi üzerinde tam kontrol sağlamalarıdır. Varsayılan olarak genellikle SSR (Server-Side Rendering) veya SSG (Static Site Generation) modunda çalışırlar, bu da SEO sorunlarını baştan çözer. Ancak, isterseniz belirli sayfaları veya bileşenleri tamamen CSR modunda çalışacak şekilde de yapılandırabilirsiniz (useEffect veya componentDidMount içinde veri çekmek gibi). Yani, bu framework'leri kullanmak sizi otomatik olarak "güvenli" kılmaz; hangi render stratejisini seçtiğiniz ve uyguladığınız önemlidir.
İşletmenizi Bir Sonraki Seviyeye Taşımaya Hazır Mısınız?
Solviera'nın bütünsel teknoloji çözümleri hakkında daha fazla bilgi almak ve işletmenize özel bir analiz için proje danışmanlarımızla bugün iletişime geçin!